Hakimin manevi tazminata karar verme yetkisinin “özel haller” ve “adalet ”ile sınırlı olduğu, MK. 4 uyarınca, “hakimin takdir hakkını hak ve nasafate uygun şekilde” kullanması ve bunu yaparken, tarafların kusur oranını, sıfatını, bulunduğu sosyal ve ekonomik durumunu araştırarak ve takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstererek, istek sahibinin olaydan duyduğu acıyı gözönüne alarak ve davalıyı da ekonomik yönden zor (müzayaka) duruma düşürmeyecek bir miktara hükmetmesi gerekeceği–
MK. 627’de öngörülen “münasip olmayan zamanda, paydaşlardan birisinin ortak mülkiyet konusu taşınmazın taksimini istemeleri” nin, MK.2’nin özel bir uygulama alanı olduğu–
“Cezai şart” miktarını taraflar serbestçe kararlaştırabilirse de, cezai şart miktarının borçlu üzerinde adalete aykırı sonuçlar doğurması halinde hakimin bu cezai şartı “hak ve nesafet”e uygun düşecek seviyeye indirmesi gerekeceği–