Dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında misli fark bulunmasına, davalı borçlu ile 3.kişi şirket arasındaki ticari ilişkiler nedeniyle davalı 3.kişi şirketin, borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden kişilerden olmasına, alacağa mahsuben yapılan taşınmaz devirlerinin mutad ödeme olmaması nedeniyle iptale tabi olması gerektiği- Davalı borçlu şirketin iflasına karar verildiği ve iflas işlemlerinin devam ettiği belirtildiğinden, mahkemece borçlu hakkındaki iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmiş ise 2. alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığı ve davacı-alacaklının, tasarrufun iptali davasını takip etmek için İİK. mad. 245 gereğince yetki alıp almadığı belirlenerek taraf ehliyeti yönünden İİK. mad. 187, 191, 245, 255 gereğince değerlendirme yapılması gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplanması gerektiği-
Davalı G., davalı borçlu şirketin çalışanı olması nedeniyle borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğu ve dava konusu tasarrufların alacağa mahsuben yapılmış olduğu belirtildiğinden borçlu şirket ile G. arasındaki dava konusu tasarrufların iptaline karar verilmesi gerekeceği- Tasarrufun iptali davası sırasında davalı borçlu şirketin iflas etmesi ve davacı alacaklının İİK.'nun 245. maddesi uyarınca davayı takip yetkisini iflas masasından almaması halinde davaya iflas idaresi tarafından devam edilebileceği-
Davalı Müflis S.S. Egebirlik Turizm Geliştirme Yapı Kooperatifleri Birliği alacaklılarının, İİK’nın 245. maddesi doğrultusunda 17.11.2008 tarihli toplantısında verdikleri kararla, kendisine asaleten, müvekkili H.M.’na vekaleten Av. M.Ç.K.’ın yetkilendirildiği, bu karar doğrultusunda, yerel mahkeme karar başlığında anılan müflis birlik yerine, H.M. ve M.Ç.K.’ın isimlerinin yazılmamasının HMK’nın 304. maddesi anlamında, tarafların başvurusu üzerine veya re'sen mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olmasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı-
İİK'nın 184. maddesine göre iflas açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün mallarının hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil edeceği ve alacakla­rın ödenmesine tahsis olunacağı, iflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen malların masaya gireceği, masanın kanuni mümessilinin ise İİK'nın 226. maddesine göre iflas idaresi olduğu, iflas idaresinin, İİK'nın 187. maddesine göre İİK'nın 277. maddesinden 284. maddesine kadar olan maddeler uyarınca iptal davasına mevzu olabilecek bütün şeylerin masaya intikali için lazım gelen davaları açacağı, İİK'nın 245.maddesinin, "alacaklıların masa tarafından neticelendirilmesine lüzum görmedik­leri bir iddianın takibi hakkı istiysen alacaklıya devrolunur" hükmünü içerdiği bu se­beplerle davanın yargılaması sırasında İflas İdaresinin yukarıda yazılı dilekçe ile davaya dahil olduğu-
İflas idaresi tarafından İİK. mad. 245 gereğince kendisine davayı takip yetkisi verilmediğinden davaya fer'i müdahil olarak katılan alacaklı hakkında dava sonunda bir hüküm verilmediğinden lehine vekalet ücreti de hükmedilemeyeceği-
Temlik işlemlerinin tarihleri, şartları ve temlik taraflarının defterlerinde yer alıp almadığı, uzman bilirkişiler vasıtası ile açıklığa kavuşturulduktan sonra davacının davalı Müflis AŞ.'nin yönetim kurulu üyesi aynı zamanda yönetim kurulu başkanının kızı olması ve yönetim kurulu diğer üyesinin de kardeşi olmasından dolayı borçlu Şirket tarafından iflastan hemen önce gerçekleştirilen dava konusu işlemden haberdar olacağı da kabul edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava iflas sıra cetveline itiraz davası olup, dava devam ederken iflasın kaldırılmasına karar verilmesi sonucu dava konusuz kaldığından, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İptal davasını açma hakkı elinde geçici veya kesin aciz vesikası bulunan alacaklı ile iflas idaresine ait olduğu, borçlunun iflas etmiş olması halinde ise iptal davasını açma hakkının iflas idaresine ait olacağı ancak iflas idaresinin İİK 245. maddesi hükmüne göre dava hakkını alacaklıya devredilebileceği, alacaklının ancak bu takdirde dava açabileceği veya açılmış bir da­vayı takip edebileceği dolayısıyla alacaklının dava hakkının iflas idaresi tarafın­dan kendisine devredildiğini belgelemesinin gerektiği- 2. alacaklılar toplantısında tasarrufun iptali davalarının İflas masası tarafından takip edilmesine karar verilmesi ve iflas idaresi temsilcisi ve vekilinin de duruşmaya bu amaçla katılması karşısında, alacaklı banka yerine, davanın iflas idaresi memurluğunca takip edildiği gözetilerek iflas idaresi lehine kurulması gerektiği-
İflâs masası alacaklılarının, bir iddianın takibi hakkını herhangi bir alacaklıya -İİK. 245 uyarınca- devretmiş olmasının, "iflâs idaresi"nin davada taraf olma zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı, bu durumda mahkemece "davanın husumet (iflâs idaresi) yönünden reddine" karar verilemeyeceği-
İflâs idaresinin, alacakları İİK. 230'a göre incelerken "müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı" hakkında bir karar veremeyeceği, sadece bu alacağı "çekişmeli (nizalı) alacak" olarak sıra cetveline geçireceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • kayıt gösteriliyor