Yabancı boşanma kararı tanındığına göre, çocuklar için açılan davada dava tarihinden geçerli olmak üzere taktir edilen nafakanın artık tedbir değil, iştirak nafakası niteliğini aldığı- Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasıyla, yabancı ilamın kesin hüküm etkisi hasıl olmuş ve taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibariyle boşanmış olup, bu durumda tarafların birbirlerine karşı evlilik birliğinden kaynaklanan yasal yükümlülükleri aynı tarihte ortadan kalkmış olduğundan; tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği- Tanınmasına karar verilen yabancı mahkemece, boşanmaya tarafların eşit kusurlu davranışları esas alınarak hükmedilmiş olup,boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için ise tazminat talep eden tarafın kusursuz ya da diğerine göre daha az kusurlu olması zorunlu olduğundan; eşit kusurlu olan kadın maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Daha önce davalı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası o davanın açıldığı 2005 yılındaki durum dikkate alınarak takdir edilmiş olup, bu dava ise 2011 tarihinde açıldığından; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına almakta olduğu tedbir nafakası miktarı da dikkate alınarak uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davalı (karşı davacı), karşılık dava ile tedbir nafakası talebinde bulunmuş olduğuna göre; mahkemece, taleple ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, karşılık davayla ilgili hüküm kurulmamış olmasının doğru olmadığı-
Mahkemece yapılacak işin, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını tam ve sağlıklı olarak saptandıktan ve özellikle davalının sosyal ve ekonomik durumunun denetime imkan verecek nitelikte araştırılarak, hissedarı olduğu şirketin ticari faaliyetinin devam edip etmediği,şirketle ilgili olarak hisse miktarları ve ne kadar gelir elde ettiği hususlarındaki delillerin tam olarak toplanıp, bu konuda gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak davalının tüm gelir ve malvarlığının tam ve sağlıklı olarak tespit edilip, sonucuna göre, davacı tarafın geçimi ve ihtiyaçları için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde "hakkaniyete uygun" nafakaya hükmetmek olduğu-
Davacı-davalı kocanın eşinin hastalığı ile ilgilenmediği, davalı-davacı kadının da birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşıldığından; evlilik birliğinin tarafların eşit kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığı, bu durumda, mahkemece boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadının yoksulluk nafakası talebinin kabul edilmesi gerektiği- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın ve yanında bulunan müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Borç, Aile Hukukundan (nafaka yükümlülüğünden) doğduğuna göre, açılan bu davanın 4787 sayılı yasanın 4. Maddesi gereğince Aile Mahkemesi’nde bakılmasının gerekeceği-