İptal davasına konu olabilecek tasarrufların İİK’nun 278 vd.nda tahdidi olarak (sayılarak) belirtilmemiş olduğu, bunların tesbitinin hakimin takdirine bırakılmış olduğu-
Limited şirket ortaklarının "ödenmemiş olan şirketin kamu borçlarından dolayı" -sermaye payları oranında- 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi uyarınca, limited şirket temsilcilerinin de, Vergi Usul Kanunun 10/II ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi uyarınca sorumlu oldukları-(NOT: 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. Maddesi’nin (5) ve (6). Fıkralar, Anayasa Mahkemesi’nin 19.03.2015 T. VE E: 2014/144, K: 2015/29 Sayılı Kararı İle İptal Edilmiştir.)
6183 sayılı Kanun uyarınca açılan iptâl davalarında -İİK. 277 vd. göre açılan iptâl davalarında olduğu gibi- "zorunlu dava arkadaşı" durumunda olan tüm ilgililerin ("borçlu" ve "borçlu ile hukuki işlemde bulunan üçüncü kişiler"in ve bunların mirasçılarının) "davalı" olarak gösterilmesi, eğer gösterilmemişse, bu kişilerin de davaya dahil edilmelerinin sağlanması gerekeceği (6183 sayılı K. mad. 25)-
Şirket yöneticisinin vergi borçlarından dolayı VUK.’un 10. maddesi uyarınca sorumlu tutulabilmesi için yönetici aleyhine 6183 sayılı Kanunun 54 vd. maddeleri uyarınca icra takibi başlatılmış olması gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının amacının; borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak" olduğu–
Davalı tarafa (ve davacı tarafa) duruşma günü tebliğ edilmeden yokluğunda yargılama yapılıp karar verilemeyeceği (HUMK. 73, şimdi; HMK. 27)–
Tasarrufun iptali davalarının "borçlu", "borçlu ile hukuki işlemde bulunan veya borçlunun ödeme yaptığı kişiler" ile "bunların mirasçıları"na ve "kötüniyetli dördüncü kişiler"e karşı açılabileceği– İptal davalarında borçlu ile üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu, üçüncü kişiden satın alan dördüncü ve beşinci kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı- Bunlar arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığı niteliğinde olması nedeniyle sadece beşinci kişi konumundaki davalının yetki itirazında bulunması halinde bu davalı yönünden dosyanın tefrik edilerek yetkili mahkemeye gönderilmesi gerekeceği-
İflâs masası alacaklılarının, bir iddianın takibi hakkını herhangi bir alacaklıya -İİK. 245 uyarınca- devretmiş olmasının, "iflâs idaresi"nin davada taraf olma zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı, bu durumda mahkemece "davanın husumet (iflâs idaresi) yönünden reddine" karar verilemeyeceği-
Aleyhine iptal davası açılabilecek olan "kötüniyetli dördüncü kişi"lerin "iptal davasına konu malı, borçlunun alacaklısından mal kaçırmak amacıyla temlik ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişiler" olduğu, kötüniyetin isbatının davacı alacaklıya ait olduğu–