İflas nedeniyle tasfiyesine karar verilen şirketin ihyası talebine ilişkin davada, davalı iflas müdürlüğü, iflas eden şirketin İİK. 226.maddesi uyarınca kanuni temsilcisi konumunda olup iflas masasına ilişkin tüm davalarda sorumluluğun iflas masasına ait olduğu, ihyası istenen şirket yöneticileri hakkında davacı kurumu zarara uğrattıkları gerekçesiyle açılan ceza davası nedeniyle davacı kurumun ihya davası açmakta hukuki yararının bulunduğu, ceza davasına rağmen tasfiyeye karar vererek dava açılmasına sebebiyet veren iflas idaresinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacağı gözetilmeden hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi uyarınca ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkin davada, mahkemece ihyası istenen şirket hakkında yargılama devam ederken şirketin sicilden terkin edildiği anlaşıldığından, şirketin dava dosyası ile sınırlı olarak ihyasına karar verilmesi yerinde ise de, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilerek davalı tasfiye memurundan tahsiline karar verilmemesinin yerinde olmadığı-
Davanın sicilden re' sen terkin edilmiş olan şirketin ihyası istemine ilişkin olduğu ve mahkemece, ihyası istenen şirketin ticaret sicilden terkin edildiği tarih itibarıyle şirket hakkında dava devam ettiğinden şirketin ihyasına karar verilmesi isabetli ise de, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- 3. kişiler tarafından açılan ihya davaları ek tasfiye niteliğinde olup, mahkemece şirketin ihyasına karar verilmesi durumunda ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tasfiye memurunun atanması gerektiği-
İlk Derece Mahkemesince şirketin sınırlı olarak ihyasına karar verilmesine rağmen, davalı tasfiye memurunun istinaf kanun yolu başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle sınırlamanın kaldırılarak ihya kararı verilmesinin, kanuna aykırı olup bu yönden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmekte ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasının gerektiği-
Ticaret sicilinden terkin edilen şirket, mahkemece şirketin ihyası hususunda süre verilmesi üzerine davacı şirket temsilcisi tarafından açılan dava sonucunda ihya edildiğinden, söz konusu şirketin tüzel kişilik kazandığının kabulü gerekeceği, o halde, mahkemece, yeniden ihyasına karar verilen borçlu şirketin ileri sürdüğü ihalenin feshi isteminin esasının incelenerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
6. HD. 14.10.2021 T. E: 662, K: 883-
TTK 547/2 maddesinde ek tasfiyeden bahsetmiş olup, ek tasfiyenin nelerden ibaret olacağına ilişkin bir sınırlandırmaya gidilmediği- Böyle bir halde, her hukuki uyuşmazlık için ihya kararı almak,  usul ekonomisine aykırı olduğu gibi; ihya kararı verilmiş bir kooperatif için, yeniden ihya kararı almanın da hukuki yanı bulunmadığı- Açılan veya açılacak bir dava ile sınırlı olarak, ihya kararı verilmesi, tasfiye kurumunun ruhuna uygun düşmeyeceği-
Şirketin ihyasına ilişkin kararın TTK. m. 547 kapsamında "ek tasfiye" niteliğinde olup olmadığı, ihyasına karar verilen şirkete TTK. m 547/2 kapsamında tasfiye memurunun atanıp tescil ve ilanına karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Davanın, tasfiyesine karar verilen kooperatifin yeniden ihya edilmesi talepli olduğu- TTK 547/2 maddesi ek tasfiyeden bahsetmekte ancak ek tasfiyenin nelerden ibaret olacağına ilişkin bir sınırlandırmaya gitmediği için tasfiye dışı bırakılan hukuki işlemin bir olabileceği gibi birden fazla da olabileceği- Böyle bir halde her hukuki uyuşmazlık için ihya kararı almak usul ekonomisine aykırı olduğu gibi ihya kararı verilmiş bir kooperatif için yeniden ihya kararı almanın hukuki yanı da olmadığı- Zira, açılan veya açılacak bir dava ile sınırlı olarak, ihya kararı verilmesi, tasfiye kurumunun ruhuna uygun düşmediği-
6. HD. 15.09.2021 T. E: 641, K: 87-