Alacaklı şirketin ticaret siciline terkiniyle tüzel kişiliği sona ermiş olmasına karşın; vekil, karar tarihine kadar vekillik görevini sürdürmüş olup halen şirketin ihya olunmadığı anlaşıldığından, TBK. mad. gereğince, öncelikle borçluya, alacaklı şirketin yeniden “ihyası” için görevli ve yetkili mahkemede dava açabilmesi için yeterli ve kesin süre verilmesi; borçlunun “ihya davasını” açmaması ya da açmak istememesinin saptanması durumunda ise; HMK. mad. 54 ve 55 uyarınca işlem yapılması, ihya davası açılmasını sağlamak amacıyla kayyım atanmasına karar verilmesi, alacaklı şirketin ihyasıyla yeniden tüzel kişilik kazanması durumunda da gerekli tebliğ işlemlerinin yapılması, ve taraf teşkili sağlandıktan sonra uyuşmazlığın hükme bağlanması gerektiği-
Ek tasfiye davasının yazılı yargılama usulüne tabi olduğunun kabul edilemeyeceği, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu- "Eldeki davanın pay sahibi tarafından açılan bir dava olmadığı, davayı açan kişinin ek tasfiyesi talep edilen şirketten alacaklı üçüncü kişi olduğu, bu nedenle TTK’nın 1521. maddesinin eldeki davaya uygulanamayacağı, mevcut davanın yazılı yargılama usulüne göre görülmesi gerektiği"  şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Yazılı yargılama usulüne tabi olmasına rağmen tensiben yargılamanın basit yargılama usulüyle yapılmasına da karar verilerek, basit yargılama usulü ile yargılama yapılması ve sonuca varılmasının doğru olmadığı- İhya davalarının yargılamasının 6100 sayılı HMK'nın 316. maddesinde sayılan işlerden olmadığı ve 6102 sayılı TTK'da bu konuda basit yargılamaya tabi olduğuna ilişkin hüküm bulunmadığı-
Anonim şirketin ihyası istemi-
11. HD. 12.06.2017 T. E: 2016/376, K: 3599-
Dava tarihi itibari ile borçlu şirketin Ticaret Sicili'nden terkini sağlandığından ve terkinle beraber tüzelkişiliği sona erdiğinden, tüzelkişiliği sona eren şirketin dava açma (icra mahkemesinde şikayette bulunma) yetkisinin olmadığı-  Borçlu şirketin dava takip yetkisi olmadığı görüldüğünden,  mahkemece HMK. mad. 115 uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle istemin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların temyiz itirazlarının yerinde görülmediği-
Kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların temyiz itirazlarının yerinde olmadığı-
Terkin edildiği için tüzelkişiliği sona ermiş şirkete taraf ehliyeti varmış gibi tebliğlerin yapılması mümkün olmadığı gibi, terkin edildiği için organ sıfatı ortadan kalkmış olan tasfiye memurunun, terkin tarihinden sonra vermiş olduğu vekâletnamenin geçerli kabul edilmesinin de mümkün olmadığı; davalı şirketin ihyası gerektiğinden; davacı vekiline şirketin ihyasının sağlanması yönünde süre verilip, ihya edildiğinde yetkili temsilcisinden alınmış usulüne uygun vekâletname sunulması istenilmesi, vekâletname sunulduğu takdirde mahkeme kararının vekile, sunulmadığı takdirde asıla tebliği sağlanarak temyiz ve temyize cevap süresi beklenildikten sonra dosyanın Dairemize gönderilmesi gerektiği-
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediği-