İtiraz üzerine TPE YİDK tarafından verilen karara karşı açılan iptal davasında yapılması gereken incelemenin itiraz sahibinin gerekçeleri ve sunacağı deliller ile sınırlı olarak yapılacağı-
Markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğunun kabul edilmesinin gerekeceği-
Tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkin davada, ‘Diamond' ibaresinin davacılar adına müstakil şekilde marka olarak tescil edildiği ve diğer markaların da esaslı unsurunu teşkil ettiği, davalı adına tescilli markanın esaslı unsurunu da ‘Diamond' ibaresinin oluşturduğu, markaların esaslı unsurlar itibariyle benzedikleri, bu benzerliğin aynı veya aynı sayılacak mal ve hizmetler bakımından alıcılar nezdinde karışıklığa neden olacağının açık olduğu, davacıların markalarının daha önce tescil edildiğinden tescilin sağladığı korumalardan yararlanacağı tartışmasız olup, markaların karışıklığa neden olacak derecede benzediklerinin dikkate alınması gerekeceği-
Davaya konu markaların görünümlerine gerekçeli kararda yer verilmesi HUMK'nun 388. maddesine aykırı olup, mahkemece, gerektiğinde kroki ve şekillere kararın ekinde yer verilebilir ise de; hükmün gerekçe kısmında, şekillere yer verilmesi, davadan davalar doğmasına, tarafların yeniden uyuşmazlığa düşmelerine, infazda tereddüde düşülmesine yol açabileceği-
Dava konusu işaretlerin tertip tarzı, içerdiği kelime ve şekil unsurları ile başvuru konusu markanın tescili istenen emtia sınıfı birlikte gözetildiğinde, benzerlik olgusunun iltibasa yol açacağının peşinen kabulünü mümkün kılmayacağı, ancak işaretler arasında bağlantı ihtimalini de içerecek derecede karıştırılmaya yol açılıp açılmayacağı hususlarının değerlendirilmesi gerekeceği, uyuşmazlık 556 Sayılı KHK'nin 8/1- ( b ) bendi kapsamında kaldığından, davalı Enstitünün tescil başvurusunun 556 sayılı KHK'nin 7/1 -b bendi gerekçe yapılmak suretiyle reddedilemeyeceği-
Tescilli bir marka, hükümsüzlüğüne karar verilip, kesinleşinceye kadar, bir markanın tüm geçerli hukuki haklarını marka sahibine sağlayacağı-
Tarafların iddia ve savunmaları, lisans sözleşmesi ve fesih bildirimi dikkate alındığında, marka hakkına dayalı olarak açılmış bir dava da bulunması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hükümlerinin de tartışılması gerekmekte olup, davaya bakmakla görevli ihtisas mahkemesi de F. ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin olduğu-
Markanın hükümsüzlüğünü isteyebilecek "zarar gören kişi " kavramının geniş yorumlanarak 556 Sayılı KHK'nin 61/c maddesi gereğince davalı şirkete ait markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak suretiyle 61/A maddesi gereğince cezalandırılmaları istemiyle yargılanan davacıların verilen ara kararı gereğince "OXXO" markasının tanınmış "XOXO" markası ile iltibas oluşturduğundan tescil edilemeyeceği gerekçesiyle 556 sayılı KHK'nın 7/ı ve 42/a madde hükümlerine istinaden, açtıkları eldeki davada aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Davacı şirketin ürünlerini almak isteyen orta seviyedeki alıcıların, aynı ya da benzer raflarda sunulan aynı tür ürünleri gördüğünde, davacı markasının hafızada ve gözde bıraktığı iz ve etki nedeniyle, davacı ürünlerini aldığını zannetmesi, gerçekte davalının ürünlerini satın alması olasılığı güçlü bir biçimde ortaya çıkacaktır, davalı markasındaki ilaveler, davacı markasının türevleri ve serileri olarak algılanacaktır, tüketicinin işletmeler arasında bağlantı bulunduğu yönünde bir düşünceye kapılma olasılığı gündeme geleceğinden mahkemenin aksi yönündeki tespitleri isabetsiz olup, 556 Sayılı KHK’nin 8/1-6 madde hükmü koşullarının davacı yararına oluştuğunun kabulüyle buna göre hüküm tesisi gerekeceği-
Davacının belediyeye ait tanıtım ve yayın konusunda faaliyet gösteren bir şirkette çalıştığı, eserin işverene aidiyeti ve hizmet bağlamında üretilmiş olması nedeniyle mali haklara sahip olmadığı, manevi hakların ihlali nedeniyle gerek davalı kurumların özelliklerine, durumlarına gerekse davacının sanatçı olarak yarattığı eser ile bağlarının tam olarak koparılamayacağı dikkate alınarak isim belirtilmesi hakkının ihlal edilmiş olması nedeniyle manevi tazminata hükmedildiği-