Borçlunun talebinin, alacaklının talebinden bağımsız ve süresinde satış istenmediği gerekçesi ile İİK'nun 106-110. maddelerine dayalı olarak hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olup, borçlunun bu istemi harca olmadığından, bu durumda, icra müdürlüğünün vazgeçme harcı yatırılmasına ilişkin 10.12.2015 tarihli işleminin yasal dayanağı bulunmadığı-
Hukuki nitelendirme hakime aittir. Gerek icra dairesine sunulan ve gerek red kararının kaldırılması için mahkemeye verilen dilekçelerin değerlendirilmesinden şikayetçinin talebinin, önceki sıra cetvelinin düzenlendiği tarihten itibaren dosya alacağına işleyen faizin, dosyaya sonradan gelen hak ediş tutarından ödenmesine ilişkin olduğunun anlaşıldığı- Şikâyetçi alacaklının bu döneme ait faize hak kazandığı tartışmasız olduğu gibi (eğer üzerinde haczi varsa) dosyaya sonradan gelen hak edişin paylaştırılması için yapılacak sıra cetvelinden de bu alacağını almak hakkı bulunduğu- Vakıaların sunulması taraflara, hukuki niteleme ve dolayısıyla istem dilekçesini yorumlamak hakime ait olduğundan, alacaklının bu talebinin yeniden sıra cetveli yapılmak suretiyle bakiye alacağın tarafına ödenmesi olarak anlaşılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Hal böyle olunca yerel mahkemece, dosyaya gelen sonraki tarihli hak ediş tutarının yeni bir sıra cetveli yapılmak suretiyle paylaştırılmasına karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Haksız haciz nedenine dayalı el konulan emekli maaşının iadesi istemine istirdat davası yerine, haczedilmezlik şikayeti ile ilgili olarak icra mahkemesine başvuruda bulunulması gerektiği-
Murisin ölümü üzerine üç gün ve devamında üç ay süre ile mirasçıları hakkında takip yapılamayacağı, bu sürelere uyulmadan takibe geçilmesi halinde "takibin iptaline" karar verilmesi gerekeceği- Bu konudaki şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Borçluların icra mahkemesine peşin harcın eksik alındığı şeklindeki itirazları, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, süresiz şikayete bağlı olduğu-
Her ne kadar icra müdürlüğü kendi kararından vazgeçemez ise de, şikayete konu işlemin icra mahkemesince denetlenerek usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi gerektiği- Borçlunun tehiri icra kararı sunması üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına ve nakit teminatın alacaklıya ödenmesine ilişkin kararın uygulanmamasına yönelik işleminin hukuka uygun olduğu-
Takip konusu borç için verilmiş rehin varken, genel haciz yoluyla ilamsız takip yapılamayacağı yönündeki şikayet, dayanağını İİK'nun 45. maddesinde bulmakta olup, anılan madde kapsamındaki şikayetlerin, kamu düzeni ile ilgili olduğundan İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak yapılabilecekleri-
Tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmasının gerekli olduğu-
Şikayete konu taşınmazın 15.07.2015 tarihinde haczine karar verildiği, söz konusu haczin borçluya bildirilmesi amacıyla gönderilen davet kağıdında, taşınmazın ada, parsel numarası ve diğer belirleyici özelliklerinin belirtilmediği görüldüğünden, şikayet konusu taşınmaz yönünden haczin İİK'nun 103. maddesi gereğince gönderilen bu davetiyenin tebliğ edildiği 15.07.2015 tarihinde öğrenildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, o halde mahkemece, borçlunun, beyan ettiği tarihte haczi öğrendiği ve dolayısıyla şikayetin süresinde olduğu kabul edilip, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle istemin reddinin isabetsiz olduğu-
Her dava ve şikayetin, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirileceği, taşınmazın ihalesinin yapılmasının, icra mahkemesinin borçlunun başvurusunu incelemesine engel teşkil etmeyeceği- Meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde, takibin tarafı olmayan 3. kişinin, şikayete konu taşınmaz üzerinde ipoteği bulunmasından dolayı yargılamaya dahil edilmesi doğru olmadığı gibi lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin de isabetsiz olduğu-