İlama aykırı olarak faize faiz yürütülmek suretiyle fazla faiz talep edildiği yönündeki iddianın süresiz olarak icra mahkemesine yapılabileceği-
Borçlunun takipte ilama aykırı olarak faize faiz yürütülmek suretiyle fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz şikayete tabii olduğundan, mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçinin başvurusu, ilama aykırı olarak takip yapıldığı ve icra emri gönderildiği sebebine dayalı olup, ilama aykırılık süresiz şikayete tabii olduğundan, borçlu isteminden açıkça feragat etmediği sürece, borcun ödenmesi ya da takip dosyasının infaz edilmiş olması şikayetin incelenmesine engel olmayacağı, borçlu, ödemeyi icra tehdidi altında yaptığını temyiz dilekçesinde de bildirdiği, bu halde mahkemece, borçlunun şikayetinin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun, takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceğinden, mahkemece borçlunun faize yönelik itirazının esasını incelenmesi gerektiği-
Alacaklının başlatmış olduğu ilamlı icra takibinde borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, aleyhine aynı ilama dayalı olarak mükerrer takip yapıldığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği şikayeti, ilamlı icra takibinde ilama aykırılık nedeni içinde değerlendirilmesi gerektiğinden, süresiz şikayete tabi olduğu-
MÖHUK mad. 48/2 gereğince, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise bu kişinin teminattan muaf olacağı, somut olayda, şikayetçinin teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda hükme dayanak oluşturacak nitelikte herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı'nın ilgili biriminden sorularak alınacak yazının cevabına ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin sürdürülmesi sırasında taşınmazların haczedilmesi için, bunların haciz tarihinde takip borçlusunun adına tapuda kayıtlı olması zorunlu olduğu ve icra müdürü bu saptamayı yaptığı taktirde taşınmazı haczedileceği- Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamlı takip başlatıldığı, alacaklı ve borçlu arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi dayanak gösterilerek açılan dava ile tapu iptal ve tescil davasında gayrimenkulün borçlu adına tescil edildiği, ilamın kesinleşmediği görülmüş ise de, haciz tarihinde gayrimenkulün malikinin alacaklı olduğu icra takip dosyasında gayrimenkulün haczedildiği, haczedilen ve şikayet konusu yapılan gayrimenkulün malikinin borçlu olmadığı, malikinin alacaklı olduğu anlaşıldığından, borçlunun icra mahkemesine yaptığı şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiği-
Tapu iptali ve tescil davasının, taşınmazın davalı adına kayıtlıyken haciz şerhi konulduktan sonra açılması ve haciz şerhinin usulsüz konulduğunun kanıtlanamaması gibi, davacı tarafından davalı (borçlu) aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulle sonuçlanıp temyiz edilmeksizin kesinleşmesi de gözetildiğinde mahkemece, koşulları oluşmayan haciz şerhinin kaldırılmasına yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu belediye tarafından "şikayete konu vekalet ücreti alacağının çek ile alacaklı vekiline ödendiği" ileri sürüldüğüne göre, İcra hukuk mahkemesince, bu husus dava dosyasında mevcut tahakkuk müzekkeresi ve verile emri dikkate alınarak, yöntemine uygun şekilde araştırılıp, gerektiğinde borçlu belediye kayıtları celp edilerek incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar araştırılmadan hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takibin iptaline dair icra mahkemesi kararının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmadığından, alacaklının kendisine ödenen parayı iade etmesi gerektiği-