Takibin iptaline dair icra mahkemesi kararının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmadığından, alacaklının kendisine ödenen parayı iade etmesi gerektiği-
Adi ortaklığın aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmadığından, takibin veya davanın bütün ortaklar aleyhinde açılmasının zorunlu olduğu ve taraf ehliyetinin kamu düzeninden olup, mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması gerektiği- Yasanın emredici kuralından kaynaklanan ve bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili bulunan somut olayda ortaklardan her birinin süresiz şikayet hakkı bulunmakta olup, tüm ortakların birlikte başvurma zorunluluğunun olmadığı- Takip tarihinde sadece adi ortaklığın değil, tüm ortaklarının takip talebinde ve ödeme emrinde gösterilerek, her birinin adlarına ödeme emri gönderilip gönderilmediği değerlendirilmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İcra emri tebligatının şikayetçi borçlu şirkete tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal yedi günlük süre geçtikten sonra icra mahkemesine başvurduğu görülmüş olup, mahkemenin bir kısım şikayet yönünden süreden ret kararı yerinde ise de; iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince takip yapılamayacağı ve zorunlu takip arkadaşlığına aykırı davranıldığına ilişkin şikayetler, İİK mad. 149 ve 179/a'da düzenlenen yasa hükümlerine ve kamu düzenine aykırılıktan kaynaklanmaları nedeniyle İİK mad. 16/2 gereğince süresiz şikayete tabi olduğundan, ihtiyati tedbir kararı gereğince takip başlatılamayacağı ve zorunlu takip arkadaşlığı ilkesine aykırılığa ilişkin şikayetlerin süresiz şikayete tabi olduğu nazara alınarak bu şikayetlerin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun ödeme emri tebligatından haberdar olduğunu beyan ettiği tarihe göre tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin İİK mad. 16/1'de öngörülen yedi günlük süre içerisinde gerçekleştiği gözetilmek suretiyle işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden, takip dosyasına itiraz dilekçesinin yedi günlük sürede verilmediğinden bahisle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu- Öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayet incelenerek, tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine ve takibin şekline göre her türlü borca itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bu konudaki talebin reddine karar verilmesi gerektiği-
Eksik gider avansının yatırılması konusunda, usulüne uygun ve gerekli koşulları haiz meşruhatlı davetiye borçluya tebliğ edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, borçlu yerine, alacaklı vekiline gönderilen davetiye sonucunda, gider avansı yatırılmadığı için borca itiraza ilişkin açılan davanın "açılmamış sayılmasına" karar verilmesinin hatalı olduğu- 
Kefalet sözleşmesi 818 sayılı BK yürürlükte iken kanuna uygun olarak kurulduğu, 6098 sayılı TBK mad. 583 düzenlemesi dikkate alınmayacağından, icra kefaleti geçerli olup, icra emrinde istenen faiz ve fer’ilerin icra kefaletine uygun olup olmadığı denetlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu-
Kamulaştırılması yapılamayan taşınmazın mülkiyet hakkının kullanılmasının engellenmesinden dolayı tazminat istemine ilişkin ilamın kesinleşmeden takibe konabileceği-
İcra mahkemesinde takas ve mahsup iddiasının kural olarak; takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, bu alacakla ilgili olarak icra takibi yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, ve alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabileceği-
Gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümlerin kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği ve bu konudaki süresiz olarak şikayet yoluna başvurabileceği-
İcraya konu edilen ilamda, alacaklı velayet hakkı sahibi anne olup, borçlu ise baba olduğundan, çocuğun ergin olduğu tarihten önce tahakkuk etmiş nafaka alacakları için annenin takip yapabileceği- Çocuğun, iştirak nafakası ilamını takibe koyamayacağı, ergin olmuş olsa bile, ergin olmadan önce tahakkuk etmiş olan nafaka borçları sebebiyle yapılan haczi alacaklı olan annenin talebi olmadan kaldırmanın mümkün olmadığı; çünkü bu durumda ergin olsa bile, müşterek çocuğun takipte taraf (alacaklı) olmadığı-