Borçlunun çalıştığı kuruma haciz müzekkeresi gönderildiğinden, mahkeme kararının hüküm kısmında bakiye borç muhtırasını çıkarılması için talimat verilmesinin hatalı olduğu- Borçlu şikayet konusu haciz müzekkeresinde aylık daimi kesilecek nafaka miktarının bir kısmını şikayet konusu ettiği halde, mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin de isabetsiz olduğu-
Her davanın (takibin), dava tarihindeki (takip tarihindeki) koşullara göre çözümleneceği- Dosya borcu ödendiğinden dolayı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Vadesi gelmeyen senetler hakkında icra takibi yapılmasına ilişkin şikayetin, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde yapılması gerektiği- Şikayet başvurusunda tazminat ve para cezasının öngörülmediği (İİK. mad. 16)- Muacceliyet koşulu gerçekleşmeyen 8 bono yönünden davacılar yararına %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu- Bonoda ilk cironun lehtara ait olmasının zorunlu olduğu, ciroların birbirine bağlı olması için her şeyden önce, ilk cironun lehtar tarafından yapılması gerektiği- Üçüncü ciranta konumundaki şirketin, lehtarın cirosundan sonra, senedi, birbirine bağlı cirolarla devraldığından yetkili hamil durumunda olduğu- Bonoda, alacaklı şirket yetkili hamil olduğundan borçlu aleyhine takip başlatabileceği-
Bilirkişi raporlarında tespit edilen bakiye dosya borcu miktarlarının, şikayete konu muhtırada hesaplanan bakiye borç miktarından fazla olduğu anlaşıldığından, mahkemece, "akiye borç muhtırasının iptali" istemli şikayetin bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiği- Ek rapor ile iade olunan miktara faiz işletilmek suretiyle dosya hesabı yaptırılarak faiz yönünden hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğu-
İlama aykırı olarak icra emrinde fazla talep edildiği iddia edilen alacak ve ferilere ilişkin şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre gerekirse icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği, alacağın haricen tahsil edilmesi halinde de mahkemece, şikayetin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin hatalı olduğu-
Şikayetçi üçüncü kişi "alacağı mahkeme aşamasında temlik aldığını, icra müdürlüğünden alacağı temlik aldığından bahisle dosyada bulunan teminat mektubunun nakde çevrilerek tarafına ödenmesine karar verilmesini" talep etmesine karşın talebinin reddedildiğini ileri sürerek icra müdürlüğü kararının kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurmuş olup bu konudaki şikayetin duruşma açılarak yapılası gerektiği-
Alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ve dürüstlük kuralına da aykırı değil ise, alacaklının taraf değişikliği yapmak sureti ile bu yanlışlığın düzeltilmesinin mümkün olduğu- Ancak mirasçılar hakkında ek takip talebinde bulunulmadan örnek 2 icra emri çıkarılamayacağı ve bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği- İİK. mad. 53/1 uyarınca borçlunun ölümü ile birlikte (3) günlük sürenin bitiminden itibaren başlayacak olan TMK'nun 606. maddesinde yazılı süre geçmeden mirasçılar aleyhine takip yapılmasının da mümkün olmadığı-
Mülkiyetin tespitine ilişkin olmaları nedeniyle istihkak davasının kabulüne dair ilamların kesinleşmeden infaz edilemeyeceği-
Yetki belgesine istinaden alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin davada, HUMK mülga mad.440 uyarınca sulh hukuk mahkemelerinin kararları karar düzeltmeye tabi olmasa da, dairenin hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin kararında maddi hata bulunması nedeniyle davalının karar düzeltme isteminin incelenmesi gerektiği- Ortaklığın giderilmesi davasına dayanak teşkil eden takip dosyasının takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırıldığı, icra dosyasının incelenmesinde ise taşınmazın bağımsız bölümü üzerinde bulunan haciz şerhinin düştüğü belirtilerek kaldırılması için Tapu Müdürlüğüne yazı yazıldığı, UYAP üzerinde yapılan kontrolde dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydı üzerindeki haciz şerhinin de kaldırıldığının anlaşıldığı, haczin yenilendiğine ilişkin bir belge ve bilgi bulunamadığı bu nedenle, davacının dava açmakta hukuki yararı kalmadığı-
İlam taşınmazın aynına ilişkin olmamakla birlikte, kal talebi de bulunduğundan ilamın fer'isi olan takibe konu vekalet ücretinin kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği-