Mahkemece, takip sonuçlandıktan sonra, o takibe ilişkin bir işleme karşı şikayet yoluna başvurulamayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
5502 sayılı Kanun'un 36. maddesindeki yasal düzenleme uyarınca kuruma başvuru yapılması takip şartı olup, bu madde kapsamındaki şikayetlerin, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak yapılabileceği-
İcra müdürlüğünce yapılan ve borçlular tarafından da, bu dosyaya ilişkin olarak itiraz edilmeyen (kaldı ki icra mahkemesinin bu dosyasına konu edilen borç miktarının tespitine ilişkin şikayet reddedilerek kesinleşmiştir.)  hesaba göre dosya borcunun ...TL, alacaklıya yapılan ödemenin ise ...TL. olduğu gözetildiğinde, alacaklıya bu dosyadan dolayı yapılan fazla ödemenin 101.230,77-TL. olduğu anlaşılmakla, mahkemece,icra dosyasında yapılan hesap doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, bu yargılamada şikayet konusu haline getirilmemesine rağmen dosya hesabına ilişkin bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkininin mümkün olduğu- Davacı tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu mahkeme taşınmazın bir bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiş ve bu karar kesinleşmişse, bu davadan önce tesis edilen haciz şerhinin terkininin mümkün olmadığı-
Öğrenme ile itiraz süresinin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerektiği ve böyle bir durumda, öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresinin de bu tarihten başlayacağı-  Ödeme emrinin takip borçlusu yerine, borçlu ile isim benzerliği olan kişiye çıkarılması durumunda, şikayetçi borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından, borçlu icra takip dosyasından fotokopi alsa bile itiraz süresinin işlemeye başlamayacağı ve borçlu hakkındaki takibin kesinleştiğinden söz edilemeyeceği gibi takip kesinleşmeden konulan hacizlere ilişkin şikayetin de süresiz şikayete tabi olduğunun kabulü gerektiği-
Önce bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçildiğinden, alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak sonra ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapamayacağından bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabi olup ipoteğe dayalı ilamlı icra takibinin iptali gerekeceği-
Alacaklının dosya hesabında vekalet ücretinin ve faiz hesabının hatalı hesaplandığından bakiye borcun tespit edilerek takibin devamı talebinin ilama aykırılık iddiası niteliğinde olup süresiz şikayet konusu yapılabileceği-
Haciz ihbarnamesinin muhatabı olan adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği olmadığı ve taraf ehliyetinin bulunmadığı- Ehliyetsizliğe ilişkin bu durumun kamu düzeni ile ilgili olduğu ve re’sen dikkate alınması gerektiği ve bu hususun adi ortaklığı oluşturan ortaklardan herbiri şikayet konusu yapabileceği- İİK'nin 89. maddesine göre çıkartılan haciz ihbarnamesinin yok hükmünde olduğu-
İcra Müdürlüğünün satış kararının 2.bendinde, ihalenin ... genelinde yayın yapan mahalli gazetelerin birinde ilan edilmesine karar verildiği, karara uygun şekilde mahalli gazetede ilan yapıldığı, ilanda herhangi bir usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı, satışı yapılan gayrimenkulün özellikleri dikkate alındığında, mesken vasfında olan taşınmazın ihalesi için yurt genelinde ilan şart olmadığı gibi satışa katılımın da yeterli düzeyde olduğu görülmekle Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi borçlu murisin mirasının, mirasçıları tarafından reddedildiğine yönelik bir bilgi ve iddia olmadığı gibi takip dosyasında da alacaklının, borçlunun mirasçılarına karşı takibe devam edilmesi yönünde talepte bulunduğu ve mirasçılar adına icra emri düzenlendiği görüldüğünden, borçlunun mirasçılarının hacizlerin kaldırılmasına yönelik olarak yargılamayı sürdürmelerinde hukuki yararlarının olduğunun kabulü gerekeceği-