İlamda, ''... Davacıya ... satılan ... cihazının davalıya iade edilerek cihazın aynı nitelikte yenisi ile değiştirilmesine...'' karar verilmiş olması halinde, anılan ilam bu haliyle edimlerin aynı zamanda ifası (birlikte ifa) yükümlülüğünü vermekte olduğundan, ilamın infazı, ayıplı cihazın teslimi ile ayıpsız aynı nitelikte yenisi ile değiştirilmesinin birlikte gerçekleştirilmesinin gerekeceği ve bu durumda takip başlatan alacaklının ayıplı cihazın teslimine hazır olduğunu veya teslim adresi bildirilmesi halinde cihazın adrese teslim edileceği hususunda bir ihbar veya bir bildirim yapmadan takibe devam etmesine olanak bulunmadığı-
İİK’nun 128/a maddesine göre 2 yıl geçmedikçe yeniden kıymet taktiri istenemez ise de , hacizli taşınmaz üzerine sonradan konulan haczin “yeni bir haciz” olup, bu yeni haciz nedeniyle, İİK’nun 128/II maddesi uyarınca satışı esas olmak üzere yeniden kıymet taktiri yapılması gerekeceği-
"Temlik alacaklılarının ilamlı takip yapamayacağı" yönündeki şikayet ile "takas mahsup talebi"ne yönelik şikayetin aynı konuda olmadığı-
İcra takibine, asliye ticaret mahkemesince itirazın iptaline karar verilen meblağ üzerinden devam edilebileceği- Temlik edenin takipte alacaklı sıfatı kalmadığından temyiz dilekçesinin reddedilmesi gerektiği-
Borçlu tarafından yatırılan paranın ancak alacaklı tarafından tahsil edilebildiği tarih ödeme tarihi sayılıp paranın dosyaya girdiği tarih teminat olarak sayılacağından ödeme tarihine kadar dosya alacağına faiz ve masraf hesaplanabileceği-
Takip talepnamesinde, sosyal yardım alacağı için talep edilen işlemiş faiz oranının, bilirkişi raporunun "hesaplanan" bölümünde yer alan faiz miktarı esas alınarak aşılamayacağı-
Haciz tarihinde takipte taraf olmayan üçüncü kişi adına kayıtlı olan taşınmazın, borçlunun borcu için haczinin mümkün olmadığı- Haciz tarihi itibari ile yürürlükte olan İİK. mad. 106'de öngörülen iki yıllık yasal sürede satış istenmiş olup, değişen Daire içtihatlarına göre, sürenin hesabında hacizden itibaren ilk satış talebinin tarihi esas alınacağından, haczin düşmemiş olacağı ve ilk haciz geçerli olup, şikayetçi üçüncü kişi taşınmazı bu hacizle yükümlü olarak satın almış olduğundan, haczin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanmasının söz konusu olmadığı; nispi olarak belirlenmesi gerektiği-
Borçlunun yaptığı kısmi ödemeye rağmen bakiyenin fahiş olduğunu ileri sürüp alacağın ilama uygun olarak bilirkişi aracılığıyla belirlenerek yapılan ödemenin de mahsubunu istemesinin şikayet niteliğinde olup hakkında karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurmasının “şikayet” niteliğinde olduğu, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmasının zorunlu olduğu-