Haciz ihbarnamesinin gönderildiği üçüncü kişinin “ mağaza olup” , gerçek ya da tüzel kişiliği bulunmaması halinde ehliyetsizliğe ilişkin bu durum kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayet konusu olacağı-
Ittıla tarihinin, şikayet dilekçesinde yer alan tarihten sonraya ait bir tarih olduğu düşünülemeyeceğine göre, borçlunun usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin şikayet dilekçesi tarihi olduğu kabul edilerek, mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca 89/1 haciz ihbarnamesinin tebligat tarihinin bu tarih olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin birinci fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu-
İİK. mad. 89 uyarınca gönderilecek haciz ihbarının muhatabının gerçek ya da tüzel kişi olması gerektiği, "mağaza ismi" adına ihbarname tebliğ edilemeyeceği-
"Gecikmiş itiraz" başvurusunda bulunabilmek için, her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekeceği- Komşudan, "muhatabın nerede olduğu, tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği" sorularak tevsik edilmediğinden, tebligatın bu hali ile, Tebligat Kanununun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüz olduğu- Mahkemeye yapılan başvurda "gecikmiş itiraz"dan bahse bile, HMK. mad. 33 uyarınca, hakimin yapılan başvurunun, Teb. K. mad. 32'ye dayalı usulsüz tebligat şikayeti olduğunun kabulü gerekeceği-
Takibe konu edilen ipotek akit tablosunun “kesin borç ipoteği” olmayıp “teminat (limit) ipoteği” şeklinde düzenlenmiş olması halinde alacaklının, İİK.nun 149. maddesi gereğince borçluya icra emri gönderemeyeceği-
Mahkemece “Yargıtay bozma ilamına uyulmasına” karar verilmesi halinde mahkemenin artık bu uyma kararı ile balı olacağı, bu kararın lehine bozma yapılan taraf için ‘usule ilişkin kazanılmış hak’ doğuracağı-
İcra emri tebliği üzerine, İİK'nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK'nun 581 vd. maddeleri kapsamında, "icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği" değerlendirilerek, "ilamlı takibe konu edilemeyeceği"nin belirlenmesi halinde, "kefaletin geçersizliğine veya iptali"ne değil, "sadece bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin iptali"ne karar vermekle yetinilmesi gerekeceği-
Borçlu tebligattan haberdar olduğu tarihi bildirdiği halde, İİK. mad. 16/1 'de öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra icra mahkemesine yaptığı başvuru süresinde olmadığından, istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği- Gecikmiş itiraz deyiminin dilekçede kullanması, HMK. mad. 33 uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olduğundan sonuca etkili olmayıp, başvurunun bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayeti olduğu-