Sadece kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminatın tahsili için yapılan icra takiplerinde idarelerin mal, hak alacaklarının haczedilemeyeceği-
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğin usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı, bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Şikayet tarihi itibariyle ödeme emri tebliği işleminin düzeltilmesine ilişkin verilmiş herhangi bir icra mahkemesi kararı bulunmadığından, o aşamada hacizlerin kaldırılmasının yasal dayanağının olmadığı-
Takibe dayanak ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... sayılı kararı incelendiğinde; ”Davalı tarafın davacıya ait Bursa Mahalle ... ada ... parsel sayılı taşınmaza taşkın duvar yapmak sureti ile vaki müdahalesinin men'ine, 1,96 m2'lik tecavüzlü duvarın yıkımına” karar verildiği; kal'e ilişkin verilen kararların kesinleşmeden icrası halinde telafisi imkansız zararlar meydana geleceği nazara alınarak, bu konuda verilen kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceği-
“Fonun alacaklı olduğu ve İcra İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde borçlular tarafından yapılan itirazların satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı" (5411 s. Bankacılık Kanunu mad. 138/4)- 5411 s. Kanunun 138/4. maddesinin alacaklı banka yönünden, 26.12.2003 tarihinden önce kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş alacaklarının tahsiline ilişkin yapılacak icra takiplerinde uygulanabileceği-
Murisin takipten önce öldüğü ve mirası ret süresi geçtikten sonra mirasçılar hakkında takip başlatıldığı anlaşıldığından, icra takibinin mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olması nedeniyle, "borçlunun ölüm günü ile beraber üç gün içinde takibin geri bırakılacağına ilişkin" İİK.'nun 53. ve bu konudaki "süresiz şikayet"e değinen İİK.'nun 16. maddesinin uygulama yeri bulmayacağı- Borçluların başvurusu, "borca itiraz" niteliğinde olup, borca itirazın da, İİK. mad. 62/1 uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunlu olduğu, borçluların borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmesi gereksiz ve geçersiz bir işlem olup, sonuç doğurmayacağından, mahkemece istemin bu nedenle reddi gerekeceği-
Dosyanın infazen işlemden kaldırılmasından sonra, Anayasa Mahkemesi'nin ( 2942 sayılı Yasa'nın Geçici 6. maddesinin 13. fıkrasınıa ilişkin) iptal kararına dayanılarak yeniden nispi vekalet ücreti talebi mümkün olmadığı-
KDV. muafiyetine ilişkin muafiyetin, satış ilanında gösterilmemesini kendisine satış ilanının tebliği ile öğrendiği halde, süresinde şikayet konusu yapmayan borçlunun, aynı nedene dayanarak ihalenin feshini talep edemeyeceği-
Vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin ödenebilmesi için serbest meslek makbuzunun ibrazına ilişkin bir hüküm bulunmadığından ve kuruma başvuru yapıldığı yönünde ise yanlar arasında bir ihtilaf söz konusu olmadığından takibin iptaline ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Muhtesatın kaldırılmasına ilişkin mahkeme ilamların kesinleşmedikçe icra takibine konu edilemeyeceği-