İlamın, "şahsın hukuku" ile ilgili olmakla birlikte, tarafların şahsı ile ilgili hukuki durumlarında değişiklik yaratan bir sonuç doğurmayıp sadece mal varlığını etkilemesi halinde, icra takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmeyeceği-
Talep edilen birikmiş nafaka alacağından borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasının aile mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Borçlunun, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz talebi, miktarın temyiz sınırını geçmediği anlaşıldığından, temyiz kabiliyetinin olmadığı- Borçlunun sosyal ve ekonomik durumu ile ilgili zabıta araştırması yapılmadan alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı- Asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte meskeninin bulunmasının dikkate alınmayacağı-
Şikayetçinin, dosya borcuna takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde icra kefili olduğu, adı geçene 14.11.2014 tarihinde icra emrinin tebliğ edildiği, her ne kadar takip dosyası 30.10.2008 tarihinden, 24.04.2014 tarihli yenileme talebine kadar işlemsiz bırakılmış ve bu tarihten itibaren icra takip işlemlerine devam edildiği asıl takip borçlusu yönünden 15/01/2015 tarihinde zamanaşımı dolayısı ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiş ise de; bu hususun icra kefaletinin geçerliliğini etkilemediği gibi, icra kefili yönünden İİK'nun 39. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından, icra kefili yönünden icranın geri bırakılması isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Avukat olmayan gerçek kişiye vekaletname ile tebligat almak üzere özel yetki verilemeyeceği, usulüne uygun tebligat yapılabilmesi için vekilin avukat sıfatını taşımasının zorunlu olduğu-
Kefalete rıza gösterecek eşin borçlunun kendisi olması nedeniyle eş rızasının aranmayacağı-
Yapılacak bir 'fayda-zarar kıyaslamasında' kişisel verilere kolaylıkla ulaşılmasının yaratması muhtemel olan zararlarının sağlaması muhtemel olan yararlarına göre daha fazla ve daha mühim olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın icra müdürlüğüne yaptığı borçlunun anne babasını gösterir aile nüfus kaydının sorgulanarak muris tespit edilmesi halinde adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığının sorgulanmasına ilişkin talebinin yerinde olmadığı- Davacı tarafın, borçlunun varsa pasif taşınmaz kayıtlarının sorgulanması talebinin reddine ise yerinde olmadığı - Alacaklının bu yöndeki bir bilgiye kendi başına ulaşamaması, ancak bu talebin yerine getirilmesi halinde ulaşacağı pasif taşınmaz kaydı vasıtası ile örneğin 'tasarrufun iptali' gibi bir dava açarak alacağına kavuşma imkanına sahip olabilmesi, pasif tapu kaydı sorgulamasında ulaşılacak bilgi borçlu adına daha önce kayıtlı bulunan taşınmaz bilgisi olup bu bilginin bu taşınmazın şimdiki maliki hakkında herhangi bir bilgi içermemesi, nedenleriyle, borçlu dışındaki herhangi bir 3. kişinin bilgilerinin dosyaya yansıması sonucunu doğurmayacağı gibi borcun tahsili için imkan sağlayabileceği-
İlamda faiz ve başlangıç konusunda hüküm yoksa karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği- Kesinleşmesi zorunlu ilamlarda kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği-
Taraflarca bildirilecek bankalardan fiili uygulamaları gösteren faiz oranları sorularak dosya içine konulduktan sonra alacak kalemlerinin net miktarı bulunup dayanak ilamda en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline hükmedilen alacaklar için bildirilen banka faizleri diğer kalemler için yasal faiz uygulanarak Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor hazırlanması için konusunda uzman bilirkişiye başvurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Devlet Bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankalar genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak faiz hesabı yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği-