Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı, bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Takipte borçlu tarafın iş ortaklığı olarak gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgı olarak kabul edilerek, mahkemece takibin iş ortaklığını oluşturan şirketlere yöneltilmesi için süre verilmesi, verilen süre içinde eksikliğin giderilmesi halinde işin esasının incelenmesi, aksi taktirde şikayetin usulden reddi gerekir iken yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklığın (Joint Venture'nin) tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyetinin olmadığı, bu nedenle ortaklık adına açılacak davaların adi ortaklığı oluşturan ortaklardan herhangi biri tarafından açılmasının zorunlu olduğu, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen nazara alınacağı-
İcra mahkemesinin kararlarının yerine getirilebilmesi için kesinleşmesinin aranmadığından, borçlunun şikayeti üzerine "takip dayanağı rehin açığı belgesinin iptali"ne karar verilmesi halinde, takibin ve bu dosya üzerinden konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
İpotek verenler hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, ancak İİK'nun 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan asıl borçluya takibin yöneltilmediğinin görüldüğü, Yasa hükmüne aykırı olan bu eksikliğin mahkemece re'sen nazara alınması gerekmekte olup İİK'nun 16/2. maddesi gereğince takibin her aşamasında ve süresiz olarak şikayet yoluyla ileri sürülebileceği-
Mahkemece adı geçen icra müdürlüğünün dosyası ile haciz konulduğu ileri sürülen şikayetçinin meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmaz yönünden meskeniyet şikayetinde bulunduğu nazara alınarak şikayetin incelenmesi gerekeceği-
Alacağın temliki ile, temlik alınan kısım kadar ipotek hakkının da temlik alacaklısına geçeceği, alacağın temliki ile birlikte ipoteğin devrinin geçerli olabilmesi için tapu siciline tescilinin gerekli olmadığı-
İşçi alacaklarının tahsiline ilişkin ilamlarda alacaklının ilam konusu bedelden kesintiler yapıldıktan sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabileceği, ancak ilamda alacağın açıkça net olduğu belirtilmemiş ise bunun da brüt miktar olduğunun kabulü gerekeceği- Dayanak yapılan ilamda işçi alacaklarının en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş ise; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorularak yine hakkın doğum tarihinden takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının hesaplanması gerekeceği- Yine HGK'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E., 1997/776 K. Kararında vurgulandığı üzere, ilam hüküm fıkrası yorumlanarak icra edilemeyeceği, bu nedenle ilamda uygulanmasına karar verilen " en yüksek banka mevduat faiz" oranlarının "yasal faiz" oranının altında kaldığı gerekçesiyle daha yüksek olan yasal faiz oranları uygulanamayacağı- Taraflarca bildirilen bankalardan fiili uygulamaları gösteren faiz oranları sorularak dosya içine konulduktan sonra, alacakların net miktarı bulunup, bildirilen banka faizleri uygulanarak Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor hazırlanması için konusunda uzman bir bilirkişiye başvurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Yönetim aleyhine başlatılan takipte kat maliklerine İİK. mad. 89 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilebileceği gibi kat maliklerine karşı ilama atıf yapılmak suretiyle ancak ilamsız takip yapılabileceği; anılan takibe itiraz halinde ise; tamamı belirlenen borçtan, itiraz eden kat malikinin sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarı alacaklı tarafından açılacak itirazın iptali yargılamasında belirlenebileceği- İlamın yargılamasında yer almayan takip konusu borcun ne kadarlık kısmından sorumlu olduğu ilamdan net bir şekilde anlaşılamayan kişilere ilamlı takibin yöneltilmesi ve icra emri gönderilmesinin, ilamlı takip hükümlerine uygun olmadığı-
8.Hukuk Dairesi'nin yeni oluşan içtihatları ile yönetim aleyhine başlatılan takipte kat maliklerine İİK'nun 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilebileceği gibi kat maliklerine karşı ilama atıf yapılmak suretiyle ancak ilamsız takip yapılabileceği; davalı olarak kat malikleri adına apartman yöneticiliğinin gösterildiği dava sonrasında kat maliklerine icra emri gönderilemeyeceği-