Borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde, "icra emri ile birlikte ilama dayanak belgelerin tebligata eklenmediği, kendilerine yalnızca icra emri tebliğ edildiği, bu haliyle icra takibinin eksik olduğu ve takip dayanağı ilamın henüz kesinleşmediği" yönünde de şikayet talebi bulunduğu halde, İcra Mahkemesince bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olmasının isabetli olmadığı-
İcra dairesindeki kefaletlerin ilamlı icra takibine konu edilebilmesi için, icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerektiği- İcra mahkemesince, icra kefaletinin geçersizliği ile ilgili başvurunun esasının incelenmesi, kefalet tutanağının kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinde belirtilen şartlarda düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi ve anılan kefalet tutanağının İİK'nun 38. maddesi anlamında ilam mahiyetindeki belgelerden olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği-
İşçi alacaklarına ilişkin takiplerde mahkemece "tarafların bildirdikleri bankalardan her bir hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde, mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması" gerekeceği-
Açıkça şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi halinde şikayeti konusuz kılmayacağı, her dava ve şikayetin, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirileceği-
HMK. mad. 367/2 gereğince, gayrimenkul ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe icra edilemeyeceğinden aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesinin zorunlu olduğu, buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek bulunmadığı- Mahkemece taşınmazın aynına ilişkin bir karar verilmeyip, para alacağına hükmedildiğine göre bu hükmün infazı için kesinleşmesinin zorunlu olmadığı, mahkemece, bu nedenle borçlunun bu yöndeki şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, üçüncü kişinin usulsüz tebligat ile ilgili şikayetinin sonucu, alacaklının icra müdürlüğü işlemine ilişkin şikayetinin de sonucunu etkileyeceğinden, dosyasının bekletici mesele sayılması ve kesinleştikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
HMK. mad. 367/2 maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemeyeceği, ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan tazminatlar da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekeceği, bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise eklentilerin (yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için eklentiler yönünden kararın kesinleşmesi gerekmeyeceği- Takip tarihinde ilamın boşanma hükmü yönünden, kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
HMK. mad. 367/1 gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmayacağı, yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olmasının, kararın yerine getirilmesini önlemeyeceği- Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan ..... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin .... Esas, ... Karar, ..... tarihli ilamı, "eser niteliğindeki görsellerin izinsiz kullanımlarından kaynaklanan 5846 sayılı Yasa'nın 68. maddesi uyarınca istenen telif hakkı tazminatı alacağı"na ilişkin olduğu, ilam, şahsın hukuku ile ilgili olmakla birlikte tarafların şahsı ile ilgili hukuki durumlarında değişiklik yaratan bir sonuç doğurmayıp, sadece malvarlığını etkilediğinden, takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmediği-
Borçlunun ileri sürdüğü hususlar genel haciz yolu ile takipte itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca bu itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekeceği, icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itirazın fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmayacağı-
İcra takip işlemleri ve buna ilişkin itiraz ve şikayetler acil işlerden sayıldığından, şikayetçi ortağın tek başına borçlu şirket adına usulsüz tebliğ şikayetinde ve hacizlerin kaldırılması talebinde bulunabileceğinin kabulü gerekeceği, ancak yargılamanın devam edilebilmesi için şikayetçi ortağa süre verilmesi ve ortaklar ve temsilcileri arasındaki husumet nedeniyle şirkete bu yargılama için kayyım tayin ettirmesi ve yargılamanın kayyımın huzuruyla devam ettirilmesi gerektiği-