Medeni Kanun’un 249. maddesinden kaynaklanan nesebin düzeltilmesi isteğine ilişkin davalarda sürenin söz konusu olmadığı-
Maddi olgularla bağdaşmayan tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği–
Aynı dava dilekçesinde «geçimsizlik» (MK.166/I), «fiili ayrılık» (MK. 166/IV) ve «pek kötü davranış» (MK. 162) sebeplerine dayanılabileceği–
Dava dilekçesinde tedbir nafakasından söz edilmesine rağmen isteğin yoksulluk nafakasının artırılmasını sağlama amacına yönelik olduğu anlaşıldığından uygun miktarda artırma kararı verilmesinin doğru olduğu-
Evlenme sırasında taraflardan birinin akıl hastası olması nedeniyle evliliğin mutlak butlanla bâtıl olduğunun akıl hastası eşin mirasçılarının ileri sürebileceği-
Taraflar anlaşmadıkça -davalı, nafakayı yabancı para ile ödemeyi kabul etmedikçe- mahkemece nafakanın Türk parası olarak hükmedilebileceği–
Tedbir nafakasının, boşanma davasının her aşamasında talep edilebileceği–
Dava konusu ziynet eşyalarının tanık beyanlarıyla davalı tarafta kaldığı anlaşıldığından, davacıya karşı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp sonucuna göre davanın ret edilmesinin isabetsiz olduğu-
Fiili ayrılık sebebine dayanılarak açılan boşanma davasında, taraflar arasında görülmekte olan nafaka davasında tarafların tanıkları eşlerin ayrı yaşadıklarını ifade etmişken, boşanma davasında dinlenen ve müşterek hayatın yeniden kurulduğunu belirten tanık ifadelerine itibar edilmemesinin ve boşanmaya karar verilmesinin gerekeceği-