İhtiyari dava (takip) arkadaşı sayılan müteselsil borçlulardan yalnız birine karşı takip yapılabileceği gibi, aynı takip talebiyle hepsine karşı da icra takibinde bulunulabileceği, ancak HUMK’da (şimdi; HMK.'da) «dahili dava» kurumu öngörülmemiş olduğundan, takip talebinde borçlu olarak gösterilmeyen «müşterek borçlu» için sonradan takip harcı yatırılmak suretiyle bu kişinin önceki takibe dahil edilemeyeceği—
Takipten sonra borçlu bankaya T.M.S.F. tarafından el konulması halinde, yeni oluşan tüzel kişiliğe tekrar ödeme emri tebliğinde usulsüzlük bulunmadığı (çünkü bu durumda; «takipte taraf değişmesi»nin söz konusu olmadığı)–
«Asıl borçlu» konumunda olan kişinin, «kendi adına acenteye yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu» ileri sürmekte hukuki yararının bulunduğu–
Alacaklı tarafından başlatılan takipte adı yazılı olmayan ancak çıkarılan ödeme emrinde adı yazılı bulunan borçlu hakkında yapılan takibin süresiz şikayet yolu iptali gerekeceği–
Ödeme emrinin icra mahkemesince iptalinden sonra alacaklının -itirazın kaldırılmasını isteme süresini kaçırmamak için- yaptığı «itirazın kaldırılması» başvurusunun hemen red edilemeyeceği, icra mahkemesinin önceki iptal kararının kesinleşip kesinleşmediğini araştırarak, sonucuna göre karar vermesi gerekeceği–
Haciz sırasında borçlu bizzat hazır bulunmamış olup, haciz tutanağıyla ödeme emri içeriğine muttali olduğunun kabul edilmeyeceği-
Vekille takip edilen işlerde -Av. K. 41, HUMK. 62 (şimdi; HMK. 73) ve Teb. K. 11 uyarınca- vekil yerine müvekkili borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine, vekili tarafından 7 gün içinde «ödeme emrinin iptali»nin istenmesi gerekeceği, icra mahkemesince doğrudan doğruya «ödeme emrinin iptaline» karar verilemeyeceği–
Âdi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından, aktif ve pasif dava/takip ehliyeti olmadığı, bu nedenle takip (ve davaların) bütün ortaklara karşı açılması gerektiği–
Borçlunun icra takibinde vekille temsil edilir duruma gelmesinden itibaren -vekilin, icra dosyasına vekaletnamesini ibraz etmesinden sonra- «ödeme emri»nin vekile tebliği gerekeceği–
Borçlu tarafından icra mahkemesine «takibe konu senet suretlerinin kendisine İİK. 60/III uyarınca ödeme emri ile birlikte gönderilmemiş olduğu» konusunda şikayette bulunulmuş olmadıkça, icra mahkemesince, alacaklının "itirazın kaldırılması"nı istemesi üzerine, dğrudan doğruya -"ödeme emri ile birlikte senet suretinin borçluya gönderilmediği"nden bahisle- «ödeme emrinin iptaline» karar verilemeyeceği–