Asliye hukuk mahkemesinin itirazın iptaline ilişkin kararı üzerine alacağın haricen tahsil edilip, kararın bozulmasından sonra asliye hukuk mahkemesince verilen yeni karar üzerine fazla ödenmiş olan paranın tahsili için başlatılan genel haciz yolu ile ilâmsız takipte ödeme emrinin takip talebinde gösterilen asliye hukuk mahkemesinin ilâmındaki vekile tebliğinin usul ve yasaya uygun olduğu, "takip dosyasına vekil tarafından ayrıca vekâletname ibraz edilmemişse , ödeme emrinin asıla tebliği gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Ödeme emri ile birlikte borçluya senet suretinin de gönderilmemiş olması ve ödeme emri tebliğ mazbatası üzerinde sadece "örnek 10 ödeme emri vardır" ifadesinin yer alması halinde, İİK.'nin 58. maddesi uyarınca, borçlunun şikayetinin kabulü halinde 'takibin iptali' yerine 'ödeme emrinin iptaline' karar verilmesi gerekeceği-
Türk lirası üzerinden kurulmuş bir sözleşmeyle borçlanılan edimin yabancı para birimi üzerinden ifa edildiği ve bu ödemenin iadesinin (takip tarihindeki Türk lirası karşılığı da gösterilmek suretiyle) yabancı para birimi üzerinden başlatılan icra takibiyle istendiği olayda, iade borcu Türk lirası cinsinden kurulmuş bir sözleşmeyle doğmuş olmasına rağmen, yabancı para birimi üzerinden başlatılan icra takibinin takip tarihindeki kur karşılığını Türk lirası cinsi üzerinden göstermesi ile geçerli bir icra takibi yapıldığının kabulü gerektiği- "Sözleşmenin Türk lirası üzerinden kurulduğu gözetildiğinde davalının yabacı para borcunun söz konusu olmadığı ve takiple sıkı sıkıya bağlı itirazın iptali davasında, taraflar arasındaki borç ilişkisine uygun, geçerli bir takip talebinin varlığından bahsedilemeyeceği" şeklindeki görüşün -Hukuk Genel Kurulunun incelemesi dışında kalması gerekçesiyle- Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
İİK'nın 61. maddesi gereğince takip belgeye dayanıyorsa belgenin tasdikli bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmesinin zorunlu olduğu- Davalının cevap dilekçesinde şikayete karşı çıkmış olması sebebiyle davacının talebi olmadığı halde lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Başlatılan ilamsız icra takibinde; borçlu tarafından yetkiye itiraz edilerek ............. İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunun bildirildiği, alacaklının .............. tarihinde, dosyanın ................. İcra Müdürlüklerine gönderilmesini talep etmesi üzerine dosyanın gönderildiği, alacaklının mevcut talebinin hukuki manada borçlunun yetki itirazının kabulü niteliğinde olmadığı, hukuken geçersiz olan talep üzerine müdürlükçe aynı gün yetki itirazının alacaklı tarafından kabul edildiği varsayılarak gönderme kararı verilmesi ve hatalı işlemler sonucu takibe harçsız olarak ................ İcra Müdürlüğü'nde devam edilmesi mümkün olmadığından, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığında karar verilmesi isabetsiz ise de, istinaf edenin sıfatı gözetildiğinde aleyhe hüküm kurulamayacağı-
Bir avukatın vekaletnamesiz işlem yapması olanaklı olmadığından, mahkemece, borçlular .......... ve .............'e itirazı yapan vekile verilmiş bir vekaletname bulunup bulunmadığının tespiti, vekaletname yok ise, borçlulara vekaletname vermesi veya takibe yapılan itirazı kabul muvafakat verip-vermediğini beyan etmesi için kesin mehil verilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesinden önce yapılan icra takibinden vazgeçme halinde tahsil harcı alınamayacağı- Elektronik tebligatta, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayılacağı- Ödeme emri tebliği borçluya beşinci gün saat 23.59:59 itibariyle yapılmış sayılacağından, alacaklı vekilinin UYAP sistemi üzerinden aynı gün (beşinci gün) saat 20.57 itibariyle -yani, gün sonundan, dolayısı ile ödeme emrinin tebliğinden önce- takipten vazgeçtiğine ilişkin beyanda bulunması halinde, tahsil harcı alınamayacağı-
Haciz borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapılmış olduğundan mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğu- İspat yükü üzerinde olan davacı üçüncü kişi şirketin ve borçlunun usulüne uygun tutulan defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda mahcuzlara ilişkin olarak sunulan fatura bedelinin davalı borçlu şirkete çekle ödendiği ve borçlu şirketin de aldığı çek ile kredi borcunu ödemiş olduğu, dolayısıyla aralarında gerçek bir satış ilişkisinin bulunduğu anlaşıldığından, üçüncü kişi davacının karinenin aksini ispat ettiği-
İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asile tebliğ edilmesi gerektiği-
Takip yapılan ve ödeme emri gönderilen borçlu şirket ile itiraz dilekçesini sunan şirket iki farklı tüzel kişilik olduğundan, üçüncü kişi vekilinin yaptığı itirazın borçlu yönünden hukukî sonuç doğurmayacağı- Borçlu şirket ile itiraz dilekçesini sunan üçüncü kişi şirketin vekillerinin aynı olmasının da itiraz dilekçesine geçerlilik kazandırmayacağı, icra dairesince takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği-