Limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun gereğince takibe tabi tutulacakları- Mahkemece, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, ayrıca şirketin bilançosu incelenerek murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmesi bu suretle murisin şirketteki payı oranında öncelikle aktif mal varlığının belirlenmesi ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle saptanması, amme alacağının şirketin mal varlığından tamamen tahsili mümkün ise, davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacının murisinin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermiş olmasının mirası kabul anlamında yorumlanamayacağı- Mirasın hükmen reddi tespitine sebep olarak gösterilen ...’in vefatı nedeniyle mirasçılara ödenen tazminat olup, tazminatın terekeye dahil bir para olmadığı, ödenen bedelin bu kez rücuen tazmini ise davacı ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanmakta olduğundan, murisin terekesine ait bir talep bulunmamakta olup, mirasın hükmen reddinin tespiti davasının reddi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece birleştirilen dava davacıları vekiline mirasın reddine ilişkin özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi, sunduğu takdirde davaya devam edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği- Davacılardan ... ve ...’nin icra dosyasına yaptıkları ödemelerin icra tehdidi altında olması nedeniyle rızaen bir ödeme olmadığının kabul edilmesi gerekeceği, bu nedenle davacılar ... ve ...’nin eylemleri, Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde düzenlenen terekenin benimsenmesi niteliğinde olmadığından davalarının reddinin doğru olmadığı- Davacılar ... ve ... yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasına karşın kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığı-
Mahkemece; murisin ölüm tarihi itibariyle tapuda gayrimenkul kaydının, bankalarda mevduat hesabının ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılması, terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla da murisin ölüm tarihi itibariyle davalıya olan borcunun miktarının tespitinin sağlanması, terekenin ve davacıların durumu net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderlerinden davalının değil davacıların sorumlu tutulması ve davacılar lehine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerekeceği-
................ tarihinde vefat eden muris ...’nun mirasçısının çocuğu ..... olduğu, bu sebeple davacıların mirasın hükmen reddi davasını açmakta hukuki yararlarının olmadığı, mirasçı ...’nun muris ...’nun mirasını kayıtsız şartsız reddettiğinin tespit ve tesciline karar verilmesiyle murisin kardeşleri olan diğer davacıların mirasçılık sıfatı kazanmalarının söz konusu olmadığı, bu sebeple davacılar açısından da davanın aktif dava ehliyetleri bulunmadığından reddi gerekeceği-
Mahkemece, davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olduğuna karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderinden davalının değil davacının sorumlu tutulması ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de, belirtilen hususun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılmasının gerektiği, icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğunun kabul edileceği, aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekeceği-
Davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri ve maktu harçtan davalının değil davacıların sorumlu tutulması, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu hususun kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğunun kabul edileceği, aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekeceği, mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan, muris adına ......... model motorsiklet için değer tespiti yaptırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin de mümkün olmadığı, terekenin borca batık olup olmadığına yapılan yargılama sonrasında karar verildiği göz önünde bulundurularak, yargılama gideri ve harçtan davalının değil davacıların sorumlu tutulmaması gerekeceği-
Kanun'da bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, HMK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılacak terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davalarda davanın değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu- Görevin, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınmasının zorunlu olduğu, bu durumda mahkemece, talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-