• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 610 - Yürürlükteki kanunun 550 nci maddesini karşılamaktadır.

    Yürürlükteki maddenin kenar başlığındaki «mahrumiyet» sözcüğü mirastan yoksun olma ile karıştırılabileceği için, onun yerine «düşme» sözcüğü tercih edilmiştir.

    Madde İsviçre Medenî Kanununun 571 inci maddesinde olduğu gibi iki fıkra hâline getirilmiş, ayrıca maddeye yeni bir üçüncü fıkra eklenmiştir.

    Maddeye üçüncü fıkranın eklenmesi zorunlu görülmüştür. Bir mirasçı mirası ret için kanun tarafından kendisine tanınmış olan üç aylık süre içinde, herhangi bir zamanaşımını veya bir hak düşümü süresini kesmek için dava açmak zorunluğuyla karşı karşıya kalabilir. Eğer bu nokta gözönüne alınmazsa, dolmak üzere bulunan zamanaşımı süresini kesmek için dava açmak zorunda kalan bir mirasçının artık mirası ret hakkını kullanamayacağı sonucuna varmak gerekecektir. Zira böyle bir dava o kimsenin mirasçı sıfatıyla tereke işlerine el atması sayılacaktır. Oysa mirasçı bu davayı açmasa, zamanaşımı süresi dolacak ve terekeye ait bir hak kaybolacaktır. Böyle bir durumda, mirasçı gayet güç bir durum içerisine girecek, yani dolmak üzere bulunan zamanaşımını kesmek için dava açsa mirası ret hakkı düşecek, açmasa terekedeki bir hak kaybolacaktır. Bu gibi adaletsiz sonuçlara meydan vermemek için bu maddeye üçüncü fıkra eklenmiş, zamana-şımı veya hak düşümü sürelerini kesmek için açılacak dava ve yapılacak icra takibi işlemlerinin ret hakkını kullanmaya engel olmayacağı düzenlenmiştir.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 534 - Madde, yürürlükteki kanunun 550. madde-sini karşılamaktadır; kaynak İsviçre Medenî Kanununun 571. maddesine uygun olarak iki fıkra hâlinde düzenlenmiştir. Ayrıca uygulamaya açıklık sağlamak bakımından bir fıkra eklenmiş-tir.’:

    «II. Red hakkının düşmesi

    Madde 534 - Kanunî süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız iktisap eder.

    Red süresi sona ermeden tereke işlerine mirasçı olarak el atan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddemez.

    Zamanışımı veya hak düşümü sürelerinin dolmasına en-gel olmak için dâva açılması ve cebri icra kovuşturması yapılması, red hakkını ortadan kaldırmaz.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Bu maddenin kenar başlığı «red hakkından mahruyimet» tir. Oysa maddenin maksadı red hakkından yoksunluğu düzenlemek değil, sürenin geçmesi sonucunda red hakkının düşmesi olduğu için, kenar başlık «red hakkının düşmesi» olarak değiştirilmiştir. Maddenin metninde terimler yukarıki maddelere uydurulmuş, ifade sadeleştirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği: Yürürlükteki metinde tek fıkra ha-linde olan bu madde, aşağıdaki gerekçede açıklanan sebeplerle değişiklik gördüğü için üç ayrı fıkra olarak tedvin edilmiştir.

    3) Hüküm değişikliği: Maddenin birinci fıkrasında ifade düzeltmesinden başka bir değişiklik yoktur. İkinci fıkrada, bizim metinde İsviçre aslına nazaran bir eksiklik mevcuttur. Bu, «kalıt işlerine mirasçı sıfatıyla müdahale» dir. Kalıta ait işlemler yapmayan veya kalıt eşyasını kendine mal etmeyen veya gizlemeyen bir mirasçı, kalıt işlerine mirasçı sıfatıyla herhangi bir şekilde el atmış ve bu işleri takip etmiş olabilir; sonunda mirası kabul etmenin kendisi için zararlı olduğunu görünce mirası reddetmeye kalkışabilir. Böyle bir duruma müsaade etmek, alacaklıların haklarının kaybolmasına ve böyle davranan mirasçının kendi red hakkını kötüye kullanmasına meydan bırakmak demek olur. Bu sebeple bu eksikliğin İsviçre aslına uygun olarak tamamlanması gerekli görülmüş ve ön tasarıda ikinci fıkra o suretle kaleme alınmıştır. Şu kadar ki, İsviçre metninin olduğu gibi alınması da doğru bulunmamıştır; zira orada 571 inci mad-dede «kalıt işlerine el atma» denilmektedir. Bir mirasçı kalıt işlerine bir rastlantı ile herhangi bir suratle karışmış olabilir. Bunu yaptığı için veya kalıta ait bir işi sorduğu için onun red hakkının düştüğünü ve bu haktan artık yoksun kaldığını kabul etmek hakkaniyete uymaz. Kalıt işlerine el atmanın doğrudan doğruya «mirasçı sıfatıyla» olması meselâ kalıta borçlu olanlar hakkında mirasçı tarafından kovuşturmada bulunulması gibi davranışlar buraya girebilir. Bu sebeple ikinci fıkraya «mirasçı sıfatıyle el atma» deyiminin eklenmesi uygun görülmüştür. Bundan başka yürürlükteki metinde bulunan «mirasa ait işler» deyimi yerine daha doğru olarak; «mirasbırakana ait işletmeler» deyimi de «zimmetine geçirme» deyimi de cezaî bir nitelik taşı-dığından, bunun yerine de «kendine mal etme», «ketmetmek» yerine «gizleme» deyimleri kullanılmıştır. Ancak bunlar kural değişikliği niteliğinde değilse de «kalıt işlerine mirasçı sıfatıyla el atma» hususunun eklenmesi bir kural değişikliğidir.

    Bütün bunlardan başka bu maddeye, bizim metinde ve İsviçre aslında olmayan bir kuralın, üçüncü fıkra olarak, eklenmesi zorunlu görülmüştür. Şöyle ki: Bir mirasçı mirası red için yasa tarafından kendisine tanınmış olan üç aylık süre içinde, herhangi bir zamanaşımını veya bir hak düşümü süresini kesmek için dava açmak zorunluğuyla karşı karşıya kalabilir. Eğer bu nokta gözönüne alınmazsa, dolmak üzere bulunan bir za-manaşımı süresini kesmek için dava açmak zorunda kalan bir mirasçının artık mirası red hakkını kullanamıyacağı sonucuna varmak gerekecektir; zira böyle bir dava o kimsenin «mirasçı sıfatıyle kalıt işlerine el atması» sayılacaktır. Halbuki öte yanda, mirasçı bu davayı açmasa zamanaşımı süresi dolacak ve kalıta ait bir hak kaybolacaktır. Böyle bir durumda mirasçı gayet güç bir vaziyetle karşı karşıya kalacak, yani dolmak üzere bulunan zamanaşımını kesmek için dava açsa, mirası red hakkı düşecek, açmasa kalıttaki bir hak kaybolacaktır. Bu gibi adaletsiz so-nuçlara meydan vermemek için bu maddeye üçüncü ve son fıkra eklenmiş, zamanaşımı veya hak düşümü sürelerini kesmek için çok ivedi ve zorunlu olan hallerde açılacak dava ve yapılacak kovuşturma işlemlerinin red hakkını kullanmaya engel olmayacağı açıkça belirtilmiştir.’:

    «II. Red hakkının düşmesi

    Madde 550 - Mirasçı belli süre içinde mirası reddetmezse onu kayıtsız ve şartsız edinmiş olur.

    Bir mirasçı, henüz red süresi dolmadan kalıt işlerine mirasçı sıfatıyla el atmış veya kalıtın olağan yönetimi ve mirasbırakana ait işletmelerin sürdürülmesi için gerekli olmayan işlemlerde bulunmuş veya kalıttaki eşyayı kendine mal etmiş veya gizlemişse, artık mirası reddedemez.

    Dolmak üzere bulunan zamanaşımı veya hak düşümü sürelerini kesmek için gerekli olan davaların açılması, kovuş-turma işlemlerinin yapılması, red hakkını ortadan kaldırmaz.»