Davacı Banka'nın, kendisine gönderilen 1. haciz ihbarnamesine süresi içinde yanıt vermediği, 2. haciz ihbarnamesine verdiği yanıt ise icra dosyasına girmediğinden, yanıttan habersiz olan davalının, davalıya 3. haciz ihbarnamesi gönderilmesini sağladığı anlaşıldığına göre, eldeki davanın açılmasında kusuru bulunmayan ve ilk oturumda davayı kabul eden davalı, harç yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile sorumlu tutulamayacağı-
İİK’nun 89/IV. maddesinde geçen “tazminat” sözcüğünün “3. kişinin yalan beyanından dolayı alacaklının uğradığı zararın karşılığını” ifade ettiği; alacaklının, “takip borçlusunun 3. kişiden ne kadar alacaklı olduğunu” banka kayıtları ve borçlunun defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile ve genel hükümlere göre ispat edebileceği-
İİK. 89/III’e göre açılacak menfi tespit davasında takibin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olacağı-
3.kişi bankanın 1.haciz ihbarnamesine karşı itirazını yanlışlıkla başka bir icra dosyasına göndermiş olmasının, yapılan itirazı geçersiz kılmayacağı-
Borçlu adına borçlanma yetkisi bulunmayan vekilince imzalanan belgeye dayanılarak alacaklı tarafından “itirazın kaldırılması” nın istenemeyeceği-
İtiraz ve cevap dilekçelerindeki icra müdürlüğü zabıt katibi tarafından imzalanmak suretiyle yapılan havalelerin geçerli olduğu; cevabi yazılarında da dilekçeler üzerindeki tarih kaşelerinin icra müdürlüğüne ait olduğunun tespit edildiği bildirildiğinden üzerilerinde yazılı tarihlere itibar edilmesi gerektiği-
İİK. nun 89/IV maddesi hükmüne göre haciz ihbarnamesinin gönderildiği tarihte 3.kişi uhtesinde kesinleşen asliye hukuk mahkemesi kararı gereğince borçluya ait alacak bulunduğu anlaşılması halinde, icra mahkemesince alacaklının şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 89/III. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesinin kesinleştiği tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde menfi tespit davası açılabileceği-
Tazminat ve cezalandırma isteği ile birlikte açılan davalara ceza mahkemesi sıfatıyla bakılmasının gerekeceği-
İİK. 89/III uyarınca açılacak menfi tespit davası sonucunda “maktu” değil “nisbi” vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-