Dava dosyasında fiziken mevcut ıslak imzalı kararda "davacının mahkemeye müracaat etmeden önce ilgili tapu müdürlüğüne başvurmadığı" gerekçe gösterilmek suretiyle hüküm kurulduğu halde Uyap sisteminde kayıtlı elektronik imzalı kararın gerekçesinin "davacının mahkemeye müracaat etmeden önce ilgili tapu müdürlüğüne ve bölge müdürlüğüne başvurduğu ,ancak Genel Müdürlüğe başvurmadığı " şeklinde açıklandığı ,böylece,dosya kapsamında gerekçeleri birbirinden farklı ve çelişkili iki kararın mevcut olduğu anlaşılmakta olup;mahkemelere güven ilkesini de zedeleyen bu durum karşısında ; kararın bozulması gerektiği-
Davalı kendisini vekille temsil ettirmesine karşın, gerekçeli kararın vekil yerine asil olan  Tapu Müdürlüğü’ne tebliğinin hatalı olduğu ve bu durumda, temiyz talebinin süresinde yapılmadığı yönündeki ek kararın da isabetsiz olduğu- HMK. mad. 326/1 gereğince, yargılama giderlerinin davada haksız çıkan taraftan tahsil edileceği, dava reddedildiğine göre davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Davanın konusuz kalması nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilen davada, kendisini vekille temsil ettiren davalı hakkında vekalet ücreti yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Dava konusu taşınmazda kaydı düzeltilmek istenilen kayıt maliklerinden olan şahsa kayyım atanmasına ilişkin dosyanın getirtilerek incelenmesi, kolluk ve nüfus araştırmalarının yapılması, dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tedavüllerini gösterir tapu kayıtları, tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle birlikte kadastro tutanağının getirtilerek incelenmesi, toplanan ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Zabıta aracılığı ile taşınmazın bulunduğu köy ve komşu köylerde kayıt maliki adında herhangi bir kişinin tanınıp tanınmadığının, dava konusu yeri kimin hangi tarihten beri ne şekilde tasarruf ettiğinin araştırılmadığının, taşınmaz başında keşif yapılmadığının, Nüfus Müdürlüğü’nden tapu maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişi veya kişilerin olup olmadığının sorulmadığının görüldüğü, hâl böyle olunca, araştırma ve inceleme yapılarak talebe konu taşınmazın maliki ile davacı mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Malikin rızası olmaksızın alınan payın Hazine adına tescilinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu, hal böyle olunca; yerinde keşif yapılıp bilirkişi aracılığı ile taşınmazın dava tarihindeki değeri tesbit edilerek, davadaki istek de gözetilerek bedel isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, açılmamış sayılmasına karar verilen davada, kendisini vekille temsil ettiren davalı Tapu Müdürlüğü hakkında vekalet ücreti yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, dosyanın işlemden kaldırılması üzerine davanın açılmamış sayılmasına karar verilen davada, kendisini vekille temsil ettiren Tapu Müdürlüğü hakkında vekalet ücreti yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu yönden hüküm kurulmamasının doğru olmadığı-
Dava konusu taşınmazlarda adı geçenlerin kayıt maliki olmadığı, bu nedenle davacının bu parsel yönünden eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı- Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturmakta olup, bu tür talepleri tapu maliki ile tapu malikinin mirasçılarının isteyebilecekleri, ne var ki, davacının, mirasçısı olmadığı amcası oğlu hakkında dava açma sıfatının bulunmadığı-
Tapu kaydında düzeltim istemli bir dava açmadan önce müdürlüklere başvuru yapılması zorunlu tutulmuş ise de, bu zorunluluğun müdürlüğün verdiği kararlara karşı itiraz yollarının tüketilmesi aşamasını kapsamadığı-