Dava konusu taşınmazın paydaşlarından olan şahsın Soyadı Kanunu’ndan önce ölmesi nedeniyle nüfus siciline tescili mümkün olmadığından, dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden bu kişi yönünden tespit kararı verilmesi gerekirken tescil kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Dava açılmadan önce idari başvuru şartının yerine getirilmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilen davada, kendisini vekille temsil ettiren Tapu Müdürlüğü hakkında vekalet ücreti yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesinin, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturacağı, bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekeceği, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılması ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerekeceği- davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmeden yargılamaın bitirilmiş olması da doğru değildir.
Dava dosyasında fiziken mevcut ıslak imzalı kararda "davacının mahkemeye müracaat etmeden önce ilgili tapu müdürlüğüne başvurmadığı" gerekçe gösterilmek suretiyle hüküm kurulduğu halde Uyap sisteminde kayıtlı elektronik imzalı kararın gerekçesinin "davacının mahkemeye müracaat etmeden önce ilgili tapu müdürlüğüne ve bölge müdürlüğüne başvurduğu ,ancak Genel Müdürlüğe başvurmadığı " şeklinde açıklandığı ,böylece,dosya kapsamında gerekçeleri birbirinden farklı ve çelişkili iki kararın mevcut olduğu anlaşılmakta olup;mahkemelere güven ilkesini de zedeleyen bu durum karşısında ; kararın bozulması gerektiği-
Hazine avukatlarının vekaletnameyi dosyaya ibrazına lüzum olmaksızın temsil salahiyetini kullanacakları açık olup Tapu Müdürlüğü'nün davada ilgili (yasal hasım) sıfatıyla yer almış olmasının vekil tarafından yargılama boyunca sağlanan hukuki yardımının ücretsiz bırakılması sonucunu doğurmayacağı-
Davanın konusuz kalması nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilen davada, kendisini vekille temsil ettiren davalı hakkında vekalet ücreti yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Davalı kendisini vekille temsil ettirmesine karşın, gerekçeli kararın vekil yerine asil olan Tapu Müdürlüğü’ne tebliğinin hatalı olduğu ve bu durumda, temiyz talebinin süresinde yapılmadığı yönündeki ek kararın da isabetsiz olduğu- HMK. mad. 326/1 gereğince, yargılama giderlerinin davada haksız çıkan taraftan tahsil edileceği, dava reddedildiğine göre davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazda kaydı düzeltilmek istenilen kayıt maliklerinden olan şahsa kayyım atanmasına ilişkin dosyanın getirtilerek incelenmesi, kolluk ve nüfus araştırmalarının yapılması, dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tedavüllerini gösterir tapu kayıtları, tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle birlikte kadastro tutanağının getirtilerek incelenmesi, toplanan ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Soyadı Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce ölen kişiler soyadı alamayacaklarından, bunlar yönünden asıl olan nüfus kayıtlarına göre tapu kayıtlarının düzeltilmesi mümkün değil ise de, bu kişilerin tapu kaydında adı geçenlerle aynı kişi olduğunun tespitinin istenilmesinde hukuki yarar bulunduğu gözetilerek haklarında tespit kararı verilmesi gerektiği- Kaydı düzeltilmek istenen kişilere 427. maddesi uyarınca atanan kayyımın davada yer almasının sağlanması ve haklarında tespit hükmü kurulması gerekeceği-
Zabıta aracılığı ile taşınmazın bulunduğu köy ve komşu köylerde kayıt maliki adında herhangi bir kişinin tanınıp tanınmadığının, dava konusu yeri kimin hangi tarihten beri ne şekilde tasarruf ettiğinin araştırılmadığının, taşınmaz başında keşif yapılmadığının, Nüfus Müdürlüğü’nden tapu maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişi veya kişilerin olup olmadığının sorulmadığının görüldüğü, hâl böyle olunca, araştırma ve inceleme yapılarak talebe konu taşınmazın maliki ile davacı mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-