Bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlı olduğundan ister aynı oturumda, ister daha sonraki oturumlarda olsun, bundan dönerek eski hükümde direnemeyeceği-
Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için 'davacının gerçek bir alacağının bulunduğu'nun davacı tarafından ispatlanması gerekeceği-
Davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine-
Alınan faturaya süresi içinde -TTK. mad. 23 (şimdi; Yeni TTK. mad. 21) gereğince- itiraz etmeyen tarafın, fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağı–
Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgili olduğundan hakim resen araştırma ilkesinin hakim olduğu bu ilkenin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahip olduğu-Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, mahkemece sadece taraf ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, resen, yaşı itibari ile ölüm olayını bilebilecek tanıkları araştırıp dinleyerek ölüm tarihinin gün ve ay olarak da tespiti gerektiği-
Temerrüt nedeni ile tahliye ve alacak istemine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde;  ecr-i misil alacağına yönelik davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği- Görevin yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği-
TBK. 19 uyarınca muvazaalı araç satışı nedeniyle uğranılan zararın tazminine yönelik davada, davacıların talebi miras hukuku ilkelerine dayanmadığından ve "muris tarafından davacı asile halk otobüsü hissesi devredildiği hususunun" ispatına yönelik beyanlar dışında yazılı bir delil de dosyada mevcut olmadığından, diğer davacılar yönünden muvazaanın varlığı kabul edildiğine göre davacılardan ... yönünden muvazaanın varlığının kabul edilmesi gerekirken anılan davacı yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Belirsiz alacak davası olarak açılan davada, alacağın miktarı tam ve kesin olarak belirlendiğinde tahkikat sona ermeden hakim tarafından verilecek iki haftalık kesin süre içerisinde davacı alacağını belirleyerek bu miktar üzerinden talebini arttırabileceğinden, mahkemece davacılara, alacak miktarını belirlemek üzere HMK’nın 107/2. maddesi gereğince süre verilmesi gerektiği-
Hizmet tespiti istemine ilişkin açılan davada, yasal dayanak 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olduğundan, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği- Davacının 01.04.2008-27.07.2008 tarihleri arasında sürekli ve asgari ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesine rağmen gerekçede 2008 yılında 01.04.2008-18.08.2008 tarihleri arasında davalı şirket bünyesinde asgari ücretle çalıştığını belirterek gerekçe ile hüküm içerisinde çelişki yaratılmak suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu- 
Sigorta poliçesi genel şartlarına göre kaza ve hasar sürücünün, alkolün etkisi altında bulunmasından ileri gelmiş olması durumunda teminat dışı kalır; ancak sırf sürücünün alkollü olması hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez, mahkemenin, nöroloji uzmanı hekim, trafik uzmanı ve hukukçudan oluşacak bilirkişi heyetine inceleme yaptırarak sonucuna göre karar vermesinin gerekeceği-
Kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve prim alacaklarının ödetilmesine-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.