İnanç sözleşmesinden doğan davalarda zamanaşımı süresinin on yıl olarak kabul edildiği ve zamanaşımı sürenin başlangıcının, inanç gösterilenin borcunu yerine getirmeyeceği konusundaki tavrının ortaya çıkması ile yani inanç gösteren kişinin hakkına yargısız ulaşabileceği umudunun tükendiği tarih olduğu- İnanç sözleşmesine dair diğer tarafın imzasını içeren herhangi bir yazılı delil ibraz edemeyen davacının taleplerini ispat edecek yazılı delil sunduğundan söz edilemeyeceği- Davacı vekili, delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmış olduğundan, mahkemece davacıya yemin delilini kullanıp kullanmayacağının hatırlatılması, HMK. mad. 225 vd. maddeleri gereğince işlem yapılarak sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği-

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.08.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine, davacının terditli tal ...