Uğranıldığı iddia olunan banka zararının tahsili isteminde yetkili mahkeme (İş Mahkemeleri Kanunu m. 5, 15; HMK 7, 16)- İş Mahkemeleri Kanunu m. 5'deki seçimlik hak gereği, davacının davasını ister "dava olunanın ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde", isterse "işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili olan mahkemede" açabileceği- Davalının birden fazla olması hâlinde, dava sebebine göre kanunda davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan mahkemenin bulunması halinde davaya o yer mahkemesinde bakılacağı, ancak söz konusu ortak yetkili mahkemenin iş mahkemesinin yetkisinin tespitinde uygulanma kabiliyeti bulunmadığı, 5. maddedeki yetki kurallarının HMKdaki yetki kurallarına göre özel nitelikte hükümler olduğu- "İş Mahkemeleri Kanunu m. 5'de birden fazla davalının bulunması hâlinde yetkili mahkemenin düzenlenmediği, İş Mahkemeleri Kanunu'nda bu konuda hüküm bulunmadığından uygulanması gereken HMK 7 gereğince davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan mahkemenin yetkisinin kesin olduğundan, davalılar yönünden ortak yetkili mahkemenin tespitine ilişkin direnme kararının onanması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Borçlunun takip talebinde gösterilen ve ayrıca mernis adresi olarak tespit edilen adresine gönderilen ödeme emri tebligatlarının borçlunun bu adreslerden taşındığı şerhi ile iade edilmesi üzerine, müdürlükçe adres araştırması yapıldığı, ................ İl Göç İdaresinin 23.03.2021 tarihli yazı cevabı ile davacı borçlunun 16.10.2019-26.09.2021 tarihleri arasında ikamet izni kaydı bulunduğu ve adresinin “..................” adresinde ikamet ettiğinin bildirilmesi üzerine, tebligat zarfına adresin MERNİS adresi olduğu ve TK'nın 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılması gerektiği şerhi verilerek tebliğ işleminin 01.06.2021 tarihinde TK'nın 21/2. maddesine göre yapıldığı görüldüğünden, İlk Derece Mahkemesinin şikayetin reddine yönelik kararının yerinde olduğu-
Mirasın hükmen reddinin tespiti hakkındaki davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığından, yetkili mahkemenin genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu- Somut olayda, davanın Ankara 35. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, davalıların yetki itirazında bulunmadığı, yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı ve kesin yetkinin bulunmadığı ve usulüne uygun bir yetki itirazı olmadığı durumlarda davanın ilk açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceğinden uyuşmazlığın Ankara 35. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Vasiyetnamenin açılmasına ilişkin davada, TMK. m.596 uyarınca vasiyetnamenin, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılacağı ve ilgililere okunacağı, aynı kanunun m.19/1'e göre de yerleşim yerinin, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olduğu-
Facebook üzerinden elde edilen davacının ve boşandığı eşinin birlikte görüldüğü fotoğraflara dayanılarak davacının aylığının kesilmiş ve davalı kurum işleminin iptali istemli dava da, "facebookta paylaşılan fotoğraflara" vurgu yapılarak reddedilmişse de; “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun mevcut olup olmadığının eksik inceleme ve araştırmaya dayalımı olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu, mahkemece  ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılması gerektiği-
Vesayet işlerinde yetkinin, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olduğu ve yerleşim yerinin de bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olduğu, o halde; kısıtlı adayının yerleşim yeri adresinin İstanbul olduğu anlaşıldığından İstanbul sulh hukuk mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesi gerektiği-
Vesayet işlerinde yetkinin, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olduğu ve yerleşim yerinin de bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olduğu-
Vesayet işlerinde yetkinin, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olduğu, yerleşim yerinin de bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olduğu, buna istinaden; vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişinin yerleşim yerini değiştiremeyeceği, yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetkinin, yeni vesayet dairelerine geçeceği, bu takdirde; kısıtlamanın yeni yerleşim yerinde ilân olunacağı-
İş veya toplu iş sözleşmesinin tarafları, davalının yerleşim yeri ve işin yapıldığı yer dışındaki bir mahkemenin yetkili olduğuna dair düzenlemelerin, İş Mahkemeleri Kanunu'na göre, emredici nitelikteki hükümler gereğince geçersiz olacağı; işçinin fiilen işi yaptığı yer ile, şirketin merkezinin bulunduğu yer farklı olduğundan, şirket merkezinin bulunduğu İstanbul İcra Daireleri takip için yetkili olmayıp, borçlunun ödeme emrine itiraz ederken ayrıca yetki itirazında bulunmamasının mahkemenin yetkisine bir etkisi olmayacağı, yani itirazın iptali davasının, yetkisiz olan icra dairelerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılamayacağı-
İş mahkemelerinde açılacak her davanın, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde veyahut işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede görülebileceği(bunun seçimlik bir hak olarak tanımlandığı)- Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında verilen ıslah dilekçesine mahkemece değer verilmemesi ve dava dilekçesinde talep edilen maddi tazminat miktarını hüküm altına almak gerektiği-