Davalıya ait taşınmazın tapu kaydının bir bölümünün dava sonucunda verilen karar ile iptal edildiği, her ne kadar kıyılar özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, arazi kadastrosu sırasında taşınmazın gerçek kişi adına tespit gördüğü ve tapu kütüğünün gerçek kişiler adına oluşturulduğu bilinerek, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK. mad. 1007 kapsamında devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının tazmininin gerektiği anlaşılmış olup, uygun biçimde değerlendirme yapılarak tapu kapsamındaki taşınmazların değerinin, tazminat davasının açıldığı tarihe göre hesaplanması, taşınmazların varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerlerinin bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerleme tarihine göre hesaplattırılması, bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazın zemin değeri, üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınarak, tapu sahibinin oluşan gerçek zararının saptanması gerektiği-

Davacı-birleşen davalı Hazine vekili, mülkiyeti davalılara ait olan 203 parsel sayılı taşınmazın, tahmini 306,39 m²'lik kısmının 3621 sayılı Kıyı Kanununa göre, kıyı kenar çizgisi kapsamında kalan yerlerden olduğundan tapu kaydının kısmen iptaline, d ...