Kamu yararı nedeni ile bir kimsenin tapusunun iptal edilerek taşınmazın kayıt dışı bırakılmasında hukuka aykırı bir durum bulunmadığı ancak davalının da tapu kaydının iptalinden dolayı tazminat talebinde bulunabileceği-
Yargılama sırasında harcı tamamlattırılmış dava değeri esas alınarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümünün 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesinin, ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa’nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesinin gerekeceği-
Tapularının iptaline ve tescil dışı bırakılmasına hükmedilebileceği davada, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dikkate alınması gerekeceği-
İdarece oluşturulan kıyı kenar çizgisinin idari yargı yerinde iptal edilmiş veya oluşturulan haritanın -28.11.1997 T. 5/3 s. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda kabul edilen ilkeye göre- ilgililerine tebliğ edilerek kesinleştirilmemiş ve davalının itirazına uğramış olup olmadığının araştırılması, sonucuna göre gerekirse İdare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisinin değinilen İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamı ve 3621 s. Kanun'un 5. ve 9. maddelerinde öngörüldüğü biçimde üç jeolog ya da jeoloji mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu ve tapu fen memuru aracılığıyla yerinde keşif yapılması, İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda, bilimsel verilerden de yararlanılarak kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi, bu araştırmalarla, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra, oluşacak durum, dosya içeriği, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken, uyulan bozma ilamına göre gerekli araştırmalar yapılmadan, "jeolog bilirkişilerin bulunmadığı" iki teknik bilirkişiden alınan rapor dikkate alınarak eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği (MK. mad. 1007)- Devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanmasının aranmayacağı, devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk olduğu- Adam çalıştıranın (somut olayda devletin), objektif özen eksikliğinin doğurduğu zarardan sorumlu olacağı ve çalışanın seçiminde, talimat vermede ve denetlenmesindeki eksiklik yada bozukluk nedeniyle çalışanın çevre ve ilgililer için hakların kazanılması ve kullanılması açısından özel bir tehlike oluşturacağı, sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devletin, aykırı kayıtlardan doğan zararları da ödemeyi taahhüt etmiş olduğu, dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemenin ve taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmanın da aynı kapsamda düşünülmesi gerekeceği, tapu sicil memurlarının sicilde yapılması gereken işlemi yapmamaları suretiyle ortaya çıkan olumsuz eylemlerin de aynı kapsamda düşünülmesi gerekeceği-
Kıyı kenar çizgisi kapsamındaki yerlerin tapu kayıtlarının iptali ve tescil harici bırakılmasına yönelik davada dosya içerisinde mevcut tescil krokisinin ve buna bağlı olarak kesinleşen önceki hükmün eldeki davaya kesin hüküm oluşturduğunun kabul edilmesi için durumun yerinde keşif yapılarak belirlenmesinin zorunlu olduğu- Uyulan bozma ilamının taraf yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, mahkemece daha önceki bozma ilamları ile, Dairenin bozma ilamı kapsamı gözetilerek, tescil hükmüne esas olan krokinin verilecek keşif günü ile zemine uygulanması, bilirkişilerden gerekçeli denetime açık rapor alınması, dava konusu yerin tamamının veya bir kısmının kroki kapsamında kalıp kalmadığının saptanması, tescil krokisine ait dosyanın bulunduğu yerden getirtilerek keşif sırasında dosya kapsamı göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılması, tescil krokisinin uygulanma kabiliyetinin olup olmadığı yönünde görüş istenmesi ve ondan sonra karar verilmesi gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil talebine-
Dava, mülkiyet hakkının yitirilmesi ve karşılığında tazminat talebini içerdiği için gayrimenkulün aynına ilişkin olduğundan adli yargının görevli olduğu, davacının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından mülkiyet hakkının kullanımının engellendiği gerekçesine dayandırdığı isteminin TMK. mad. 1007 uyarınca açılan tazminat olduğu, bu neviden davalar tapu sicilinin tutulmasından kaynaklandığından, husumetin Hazineye yönlendirilmesi ve arsa niteliğinde bulunan taşınmazın emsal mukayese yöntemi suretiyle gerçek zararın değerlendirme tarihinin, tapu kaydının hüküm ile birlikte iptal edilmesi nedeniyle dava tarihi olarak belirlenmesi gerektiği-
Devlet tarafından verilen, doğru esasa ve geçerli kayda dayalı tapu ile sağlanan mülkiyet hakkına değer verileceği, böyle bir yerin, temel vasfı yani kamu malı olma niteliği değişmemekle birlikte, kişinin söz konusu tapuya dayalı hakkının korunması gerekeceği- Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin davanın, davacının taşınmaz mülkiyetini yitirdiğinin kesinleştiği (iptal ve tescil davası kararının kesinleştiği) tarihten sonra açılabileceği; mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle taşınmaz değerinin tespiti ve taşınmaz üzerinde bir bina var ise, kişinin yapılanmada iyi niyetli sayılıp sayılamayacağının tespiti bakımından bu binanın ne zaman ve hangi aşamada yapıldığının da gözden uzak tutulmamasının gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.