İİK. mad. 282 uyarınca borçlu ve borçlu ile hukuki işlemde bulunan kişiler aleyhine açılması ve zorunlu dava arkadaşı durumunda olan borçlu ile davalı Şti’nin dava konusu taşınmazı sattığı üçüncü kişi A.Ş'ne dava dilekçesi tebliğ edilerek davaya katılımı sağlanıp bildirecekleri delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan kurulan hüküm isabetsiz olduğu- İpta davaların görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında, borçlunun aciz halinin olması gerektiği- Mahkeme kararında, "icra takibinin kesinleşmesinden sonraki süreçte davacının haciz işlemlerine başlamadığı" belirtilmişse de, davacı tarafça haciz işlemi için gidildiği, ancak haciz yapılamadığına dair tutanak tutulduğu ve İİK. mad. 105 niteliğinde bir haciz tutanağı bulunduğu anlaşılmakla, davacı tarafça icra takibi kesinleştikten satışın yapıldığı tarihe kadar dava konusu taşınmaz üzerinde haciz işlemi yapılmamış olmasının, borcun doğumundan sonra yapılmış olan satış işlemini sıhhatli hale getirmeyeceği-
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine, dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
D ...
İlgili bağlantılar