Avukatlık Kanununun 34. maddesinde düzenlenmiş olan “avukatın özen borcu”nun, objektif sorumluluk olduğu göz önüne alındığında; basiretli bir avukatın mazeretsiz olarak duruşmaya katılmaması, bunun sonucunda da dosyanın müracaata bırakılması, üstelik bir süre sonra aynı olayın tekrar etmesi, “özen borcu” konusundaki yükümlülüğün yerine getirilmediğinin açık bir göstergesi olduğu- Davalı tarafından savunmada değinilen, “işlerin yoğunluğu”, “adliyenin geniş ve mesafeli olması”, “duruşma saatlerinin çakışması” gibi subjektif nedenlerin dikkate alınmasının mümkün olmadığı, taraflar arasındaki “güven ilişkisi” vekalet akdinin en önemli unsurlarından olup, davalı müvekkilin, iki kez işlemden kaldırılan, dosyanın bir kez daha müracaata bırakılması halinde, “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmesinin söz konusu olduğu bir durumda uğrayacağı zararlar dikkate alındığında, davacı avukatına olan güveninin sarsıldığı, dolayısıyla azlin haklı olduğu- Haklı azil halinde, müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü olmadığından davacının, ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücretinin tahsilini isteyebileceği-

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne,kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı ...