Takibe konu senetlerin, örneği ibraz edilen sipariş ve anlaşma formu başlıklı matbu sözleşmelerin altında yer alan ve vade tarihi bulunmayan, kısmen elle doldurulmuş taksitli toplam borç miktarını ve borçlu/davacının imzasını taşıyan senetlerle aynı oldukları; sözleşmeden koparılarak boş kısımlarının doldurulduğunun belirgin olduğu uyuşmazlıkta, dosya kapsamından davaya konu senetlerde ciranta durumundaki davalı/alacaklının, gerçekte çalıştığı şirketçe daha önce “sipariş ve anlaşma formu başlıklı” belgeye bitişik olmak üzere borçludan alınıp, karşılığı taksitler halinde sözleşmede belirlenen zaman ve miktarlarda tahsil edilmiş senetler olduğu, ibraz edilen kayıt ve belgelerle kanıtlanmış bulunan senetleri ayrı bir borca ilişkinmiş gibi takibe konu ettiği, borçlu ile arasında gerçek bir alacak-borç ilişkisi bulunmadığı, davacının iddialarını dosyada mevcut delillerle kanıtladığı ve davalı/alacaklıya borçlu olmadığı anlaşıldığından, davalı hamilin dava konusu bonoların bedelsiz kaldığını bile bile davacının zararına kötü niyetli olarak iktisap ettiği açıkça anlaşılmış olduğu gözetilerek bu yönün araştırılmasına gerek bulunmadığından mevcut deliller karşısında menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-

Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 7.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 03.04.2002 gün ve 2001/1733-2002/457 sayılı kararın incelenmesi Davacı/borçlu vekili tarafından istenilmesi ü ...