İçerik Akışı
Tahkim- Hakem- Garantör- Tenfiz
Tahkim yargılaması sırasında kefaletin ya da garantinin geçersizliğine ya da bu şirketin tahkim sözleşmesinin tarafı olmadığına dair bir savunma ve itiraz ileri sürülmediğinden hakem kararında "Garantör" olarak tanımlanmış ve sorumlu tutulan şirketin bu iddiasının "yabancı hakem kararının tenfizi davasında", dikkate alınamayacağı ve hakem kararının esasının incelenemeyeceği-
Adi ortaklıkta yönetici ortağın yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlandırılması istemi-
Davacı ortak tarafından, davalı yönetici ortağın eylemleri nedeniyle, kamu ihalesinden yasaklanmış ve yetkilisi hakkında ceza davası açılmış olması, her ne kadar haklı sebep olarak gösterilip davalının yönetim yetkisinin kaldırılması ya da sınırlandırılması talep edilmiş ise de; tarafların yetkili temsilcileri hakkında "edimin ifasına fesat karıştırma" suçundan açılan ceza davasında, suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle beraat kararı verildiği, dolayısıyla bu hususun haklı sebep olarak gösterilemeyeceği, kamu ihalesinden yasaklanma işleminin üzerinden ise uzunca bir süre geçtiğinden bu aşamada ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği- Davalı tarafından ortaklıkla ilgili kendisine bilgi verilmediğine dair ileri sürülen iddianın da ispat edilemediği-
Tasarrufun iptali- Kredi sözleşmesinin teminatı olarak senet- Birden çok kredi kullanımı- Borcun doğum tarihi-
Borcun sıfırlandığı gün yeniden kredi çekilmesi ve kredi ilişkisinin hiç sekteye uğramadan devam etmiş olması gibi durumlar dikkate alındığında, her bir kredi sözleşmesinin fiilen birbirinin devamı olarak kabul edilmesi gerektiği, bu bağlamda kredi sözleşmesinin teminatı olarak senedin de önceden doğan borç ilişkisinin de teminatı kabul edilerek tasarrufun borcun doğumundan sonra yapıldığının kabulü gerektiği-
Hukuk davaları- Kanun yolu süresi- Başvuru
Hukuk davalarında, hükümde kanun yolu süresinin hatalı gösterilmesi halinde, hatalı gösterilen kanun yolu süresi içerisinde yapılan kanun yolu başvurusunun incelenmesi gerektiği-
Anonim şirketin mal varlığına tedbiren el konulması ve şirketin yönetimine kayyım atanması sebebiyle mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde olduğu-
Anonim şirket- Malvarlığı- Kayyım- Mülkiyet hakkı
Gelir koruma sigorta sözleşmesi- Belirsiz alacak davası- Hukuki yarar
Gelir koruma sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemiyle açılan davada talep edilen tazminat tutarının davacı tarafından objektif anlamda belirlenebilir nitelikte olmadığından talebin belirsiz alacak davası olarak açmasında hukuki yararı olduğu- Görüşmelerde, davacı-işçinin "işsiz kaldığı süreyi ve brüt ücretini bilemeyeceğinin ileri sürülemeyeceği", "işverenin her ay ücret pusulasının bir örneğini davacıya verdiğinin kabul edilmesi gerektiği", "davacının işsiz kaldığı süreyi bildiği", "davacının ücret bordrosundaki net ve brüt ücreti üzerinden yapabileceği basit bir hesapla altı aylık tazminat tutarının teminat limiti olan 4.500,00 TL'den yukarıda olduğunu bilebileceği", "sigortalı davacının poliçenin bir örneğini almadığına dair kabulün hayatın olağan akışına ve somut olaya ilişkin fiili karineye açıkça aykırı olduğu", sebeplerinden dolayı davanın belirsiz alacak davası açılamayacağı ve davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilse de bu görüşün benimsenmediği-
Vekilin kendi borcunu için müvekkilinin taşınmazı üzerinde ipotek kurması- Yolsuz tescil-
Vekâletnamenin ilk bölümünde yer alan "hâlen mevcut veya doğacak borçlarımın" ifadesiyle vekil eden davacının, mevcut borçları ve ileride kendisi tarafından borç altına girilmesi hâlinde bu borçlara teminat olmak üzere ipotek tesis ettirmeye dair yetki verildiği görüldüğü, vekâletnamede sözü edilen yetkinin, vekil edenin nam ve hesabına yapılacak işlemlere taalluk ettiği, bu vekâletnamenin ayrıca vekil lehine de ipotek tesis edilebileceğine ilişkin bir kayıt ve açıklığı kapsamadığı sonucuna varıldığından, dava dışı vekilin, kendi borcu için davacının taşınmazı üzerine ipotek tesis ettirme konusunda yetki sahibi olmadığı- Vekâletname uyarınca davalıya yapılan borçlanmadan davacının sorumlu tutulamayacağı, bu borca karşı teminat oluşturmak amacıyla davacı taşınmazına konulan ipoteğin hukuki dayanağının bulunmadığı ve yolsuz tescil hükmünde olduğu (Karşı Oylu YHGK Kararı)-
Yabancı hakem kararı- Tenfiz- Revision aufonal yasağı
Yabancı hakem kararının tenfizine ilişkin davada, 21.05.1991 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan 10.06.1958 tarihli 'Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesi'nin uygulanacağı- MÖHUK hükümlerinin ve New York Sözleşmesi'nin yarıştığı durumlarda Sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiği- İlke olarak yabancı hakem kararlarının tenfizi istemlerinde tenfizi istenen kararın şeklî ve maddi anlamda kesinleşmesinin gerektiği- Yabancı hakem kararının tenfizi için, kararın taraflar açısından bağlayıcı hâle gelmiş olması şartına bağlandığı- Türk mahkemelerinde açılacak tenfiz davasında, dava dilekçesi ile birlikte hakem kararının onaylanmış aslı veya aslına uygunluğu onaylanmış bir suretinin, hakem kararının dayandığı tahkim şartı veya sözleşmenin usulüne uygun aslı veya aslına uygunluğu onaylanmış bir suretinin, şayet karar ve tahkim şartı ya da sözleşmesi tenfiz ülkesinin resmi dilinde değilse, hakem kararı ile tahkim sözleşmesi veya şartının usulüne uygun ve onaylı tercümelerinin eklenmesinin zorunlu olduğu- Yabancı hakem kararlarının Türkiye’de sonuç doğurabilmesi o kararın Türk Mahkemelerinde tanınmasına veya tenfizine karar verilmiş olmasına bağlı olduğu- Tanıma ve tenfiz hakiminin prensip olarak yabancı hakem kararının doğruluğunu inceleyemeyeceği, gerek yabancı karara uygulanmış usul, gerekse kararda yer alan maddi ve hukuki tespitlerin tanıma ve tenfiz hükmünün inceleme konusu dışında olduğu, bu sistemin (revision aufonal) yasağı olarak ifade edildiği, usulde veya kararın hükmünde yapılmış olan hataların tanıma ve tenfiz kararına kural olarak etkili olamayacağı- Hakem kararlarının tenfizi davalarında nispi harç alınacağına dair bir düzenleme bulunmadığından, maktu harç alınması gerektiği-
Tasarrufun iptali- İtiraz edilmeyen tanık beyanlarına göre borcun doğumunun tespiti-
Borcun doğumunun, davalının itiraz etmediği savcılık/mahkeme önünden alınan tanık beyanlarına göre belirlenebileceği- Borçlu ve üçüncü kişinin önceden birbirlerini tanımaları, taşınmazın satın aldığı gün borçluya kiraya verilerek 26 aylık kira bedelinin satış bedeline mahsubu konusunda davalıların anlaşmaları karşısında tasarrufun iptali davasının kabulü gerektiği-
Aramızdan ayrılışının 85. yıl dönümünde Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü saygı ve özlemle anıyoruz...
Aramızdan ayrılışının 85. yıl dönümünde Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü saygı ve özlemle anıyoruz...