İçerik Akışı

Bankanın iade işleminde hatalı olduğu iddiası- İtirazın iptali- Kötüniyet tazminatı-

Davacı bankanın uzun yıllara sari ilişki sonrasında fazla tahsilat yaptığını kabul ederek iade ettiği bir parayı, sonradan hata ettiği gerekçesiyle talep etmesinin mümkün olmadığı, davacı bankanın davalı hakkında takibe girişmedeki gerekçesi yerinde değil ise de takibinde kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davacının itirazın iptaline ilişkin davasının reddine, davalının şartları bulunmayan tazminat talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-

Edimin ifa edilmemesi- Yapı kayıt belgesi- Mülkiyet hakkı- İskan ruhsatı-

Taraflar arasında imzalanan sözleşmede, yüklenici tarafından binanın “iskânı alınmış şekilde bitirileceği”nin kararlaştırıldığı, iskân alınmamışsa yüklenicinin edimini ifa ettiğini kabul etmenin mümkün olmayacağı, iki tarafa borç yükleyen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, inşaat belirli bir aşamaya gelmiş ise ifanın tamamlanmasını beklemek ve gerekiyorsa dava açılması halinde de bu konuda fırsat tanıyarak ifaya olanak tanımak hakkaniyete uygun ise de, iş sahibi için de bu beklemenin bir tahammül sınırının bulunduğu- 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16. maddenin 5. fıkrası hükmüne göre, yapı kayıt belgesi aldıktan sonra malikler, tam muvafakat ile tapuya müracaat ederek ve yapı kayıt belgesi için ödenen bedel kadar ilave ödeme yaparak, cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edebileceği, bölge adliye mahkemesince kat mülkiyetine geçilmiş olmasının yapı kullanma izin belgesinin alınmış olduğunu gösterdiğine ilişkin gerekçe ile istinaf başvurusunun reddinin hatalı olduğu- Mahkemece dava reddedilmiş ise de; dava konusu binanın yasal hale getirilip getirilemeyeceği açıklığa kavuşturulmadığı, bu husus değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerektiği- Muhalefet şerhinde “Yapı kayıt belgesinin TMK.’nin 683. maddesinin bir malike tanıdığı tüm hakları sağladığı için, bu hakları “yok hükmünde” saymanın; öncelikle 3194 sayılı Kanun’un geçici 16. maddesine aykırı olacağı, kullanılan ve kullanılmaya devam edilecek ve anılan kanunun ekonomik değer atfettiği yapının “ekonomik değerinin olmadığı” kabul edilerek sözleşmenin feshedilmek suretiyle yapının arsa sahiplerine terk edilmesi ve yükleniciye yaptığı işin karşılığının verilmemesi hakkaniyete uygun düşmeyeceği, yüklenicinin iskân ruhsatı yerine aldığı yapı kayıt belgesi dikkate alınarak; yapının, iskan ruhsatına sahip olması ile yapı kayıt belgesine sahip olması arasında piyasada bir değer düşüklüğü varsa bu değer bilirkişiye tespit ettirilerek ve depo ettirilmek suretiyle sözleşme gereğince yükleniciye bırakılması gereken bağımsız bölümlerin tespit edilerek bir karar verilmesi gerektiği” görüşünün sunulduğu-

Mail order sözleşmesi- Banka kesintileri- Post terminalinin fiziki olarak kurulması-

Üye işyeri yerleşik uygulamalarında mail order sözleşmesinin imzalanabilmesi için öncelikle üye işyeri sözleşmesinin imzalanması ve pos terminalinin fiziki olarak kurulması gerektiğinden taraflar arasında imzalanmış böyle bir sözleşme olmadığı için yapılan banka kesintilerinin dosya arasına celbedilen banka kayıtları ile de sabit olduğu görüldüğü ve bu kesintilere ilişkin dayanak bulunmaması nedeniyle toplam kesinti tutarının davacıya iade edilmesi gerektiği-

Şirket yöneticilerinin sorumluluğuna dayalı tazminat-Şirketin borca batıklığının tespiti istemi- Yansıma zarar- Husumet- Dolaylı zarar-

Şirket yöneticilerinin sorumluluğuna dayalı tazminat ve şirketin borca batıklığının tespiti istemi- "Yansıma zarar" niteliğindeki zararın tazminin ancak şirket ve her bir pay sahibinin isteyebileceği (TTK 555 ) ve tazminatın da şirkete ödenmesinin talep edilebileceği- TTK 556'da ise, şirketin iflası halinde, tazminatın şirkete ödenmesinin şirket alacaklıları tarafından da talep edilebileceğinin düzenlendiği, iflas hali dışında, alacaklının dolayısı ile zarar nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayalı tazminat davası açamayacağı- Davacı alacaklı tarafından iflas halinde olmayan şirket yöneticileri hakkında dolaylı zararları nedeniyle dava açma hakları bulunmadığından ve "dolaylı zarar" niteliğindeki talep edilen tazminatın şirkete ödenmesinin istenilmesi gerekirken, "davacıya ödenmesinin" talep edilmesi nedeniyle davanın reddine, şirket yöneticilerine karşı açılmış olan bu davada husumet yönetilmeyen şirketin borca batıklığının tespitine ilişkin davanın da reddine karar verilmesi gerektiği-

Usuli kazanılmış hak- Kısmen direnme-

Özel dairece verilen bozma ilamı üzerine yeniden yapılan yargılama sırasında bozma ilamına davalı birinci kişi yönünden uyulmasına, davalı ikinci kişi yönünden ise direnilmesine karar verilmesine rağmen daha sonra davanın reddine karar verildiği, bozma ilamına kısmen uyulup kısmen direnilmesine karar verilmesi mümkün ise de, Mahkemece bu karar gereğinin yerine getirilmeyerek bozma ilamı doğrultusunda sonuca gidilmesinin hatalı olduğu, yerel mahkemelerce verilen direnme kararlarının davayı sona erdiren kararlardan olduğu, direnmeye ilişkin karar ile karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu; mahkemece, bozma ilamına kısmen direnme kararından tamamen dönme sonucunu doğuracak şekilde bozma ilamı doğrultusunda karar verilmesi, kısmen direnme kararı ile kazanılmış bulunan usuli hakları zedeleyici nitelikte bulunduğundan, önceki bozma ilamına kısmen uyulup kısmen direnilmesine dair karar doğrultusunda hüküm tesis edilmek üzere kararın bozulması gerektiği-

İşçilik alacakları- Arabuluculuk anlaşmama tutanağı- Temerrüt-

Arabuluculuk son tutanağının düzenleme tarihi itibarıyla temerrüdün gerçekleşeceği- Arabuluculuk anlaşmama (son) tutanağının, "gizlilik" veya "beyan ve belgelerin kullanılamayacağı" gerekçesiyle temerrüt oluşturmayacağının kabul edilemeyeceği-

Amerikan doları bedelli senet- Matbu senetteki TL ve Türk Lirası yazıları- Senedin dört farklı kalemle yazılması-

Takibe dayanak senedin bedel bölümüne rakamla "2.250.000 Amerikan doları" yazıldıktan sonra yazı ile de "iki milyon iki yüz elli bin Amerikan doları" yazılması halinde, matbu senetteki TL ve Türk Lirası yazılarının hukuki sonuç doğurmayacağı, (aksine kabulün, aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olacağı)- "Adli Tıp Kurumu raporuna göre senedin dört farklı kalemle yazıldığı, senet bedelinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, senedin iki ayrı meblağ içerdiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

Kira alacağı- Genel haciz yoluyla takipte yetkiye ve borca itirazın kaldırılması istemi-

Borçlu icra dairesine yaptığı itirazda sözleşmeye itiraz etmemiş olup kira borçları, alacaklıya götürülecek borçlardan olduğundan, alacaklının, kira alacağı için ikamet ettiği yerdeki icra dairesinde takip yapabileceği-

Limited şirketin fesih ve tasfiyesi davası- Yargılama sırasındaki kanun değişikliğinin etkisi- Davanın reddi- Davanın konusuz kalması- Yargılama giderlerinden sorumluluk-

Yargılama sırasında meydan gelen kanun değişikliği sonrasında dava konusunun, davacı tarafından talep edilebilmesi artık mümkün olmadığı- Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6102 s. TTK 133/2 gereğince artık alacaklıların limited şirketin feshini talep edemeyeceği, dolayısıyla usuli talep hakkı unsurunun bulunmaması nedeniyle davanın konusuz kaldığının gözetilmesi gerektiği- Asıl ve birleşen davada davacının dava açıldığı andaki mevzuata göre davasında haklı olup da dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü gereğince davada haksız çıkmış sayılamayacağı, bu nedenle doğrudan yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği, yargılama giderlerinden sorumluluğun HMK 331gereğince davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre belirleneceği ve yargılama giderlerine buna göre hükmedileceği- "Yargılama sırasında yapılan kanun değişikliğinin davanın hukuki sebebini (dayanağını) ortadan kaldıracağı, bu durumda davanın konusuz kaldığından bahsedilemeyeceği, davacının hak iddiasını sürdürebilecek durumda olduğu hâlde, yeni kanun ile bu hakkın kendisine verilmesinin mümkün olamaz hâle gelmesinden dolayı hukuki sebebi olmayan bir davada, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun gereğince davanın reddine karar verilmesi hâlinde ise, davacının haksız çıkmış sayılmayacağı, bu itibarla dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun gereğince davanın reddine karar verilmesi durumunda da, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilebileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

Takibin yenilenmesi istemi- İhtiyati hacizlerin kesin hacze dönüşmesi- Haciz isteme hakkı- Dosyanın işlemden kaldırılması-

Takibin yenilenmesi istemini reddeden müdürlük işlemini şikayet üzerine verilen kararın niteliği ve takipteki alacak miktarı (43.850,00 USD) dikkate alındığında kararın kesin nitelikte olmadığı- Tatbik edilen ihtiyati hacizler ödeme emrinin tebliği ve ödeme süresinin geçmesi ile kesin hacze dönüştüğünden, haciz isteme hakkının düşmeyeceği ve bu durumda, haciz talep edilmediğinden bahisle "dosyanın işlemden kaldırılmasına" karar verilemeyeceği- İcra müdürlüğünün "takibin yenilenmesi" isteminin aciz vesikası verilmesinden itibaren bir yıl içinde talepte bulunulmadığı gerekçesi ile reddine yönelik işleminin İİK. m. 78 hükmüne aykırı olduğu-