İçerik Akışı
Faize de KDV İstenebilir mi?
Satış faturasından kaynaklanan alacağın likit ve belirlenebilir mahiyette olduğundan, İİK. mad. 67 uyarınca kabul edilen alacak üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği- 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 24/c maddesi uyarınca, faiz alacağı da KDV matrahları arasında gösterildiğinden, faize de KDV istenebileceği-
Malen Kaydı- Menfi Tespit Davası-
Kambiyo senetlerinin ticari kayıtlarda yer almamasının, kambiyo senedinden doğan alacağın bulunmadığı anlamına gelmeyeceği- Malen kayıtlı senedin, malın keşidecisine teslim edildiğine karine teşkil edeceği-
Menfi Tespit- İspat- Ses Kaydı
Kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasında, ses kaydı delil olarak kabul edilebilir mi?
Kamu Alacağı- Hacze İştirak-
6183 s. K.'nun 21/1. maddesinde 3. şahıslar tarafından haczedilen malların paraya çevrilmesinden önce o mal üzerine kamu alacağı için haciz konulması halinde kamu alacağının hacze iştirak edeceği ve satış bedelinin garameten paylaştırılacağı hükme bağlandığı, bu hükmün kamu alacaklarının ilk hacze iştirakleri yönünden özel bir düzenleme olduğu, İİK'nın 206. maddesinin kamu alacaklarının hacze iştirak etmesinde uygulanmayacağı, kamu alacağının hacze iştiraki açısından ilk haczin dayandığı alacağın niteliği ile ilgili bir ayrım yapılmadığından ilk haczin dayandığı alacak hangi sebepten doğarsa doğsun kamu alacağı için satıştan önce haciz konulmuşsa ilk hacze iştirak edeceği- 6183 s. K.'un 21/1. maddesi ilk haczin 3. kişiler tarafından uygulanması hallerine münhasır olup, 3. kişiden sonra birden çok kamu alacaklısı tarafından haciz konulması halinde, haciz sahibi bütün kamu alacaklılarının ilk hacze iştirakinin kabulü gerektiği, böyle bir ihtimalde kamu alacaklıları bakımından aynı Yasa'nın 69. maddesinin uygulanmayacağı gerekçesiyle, şikayetin kabulüne ve sıra cetvelinin iptali gerektiği-
İhtiyati Haciz- Yetki İtirazı
İhtiyati haciz kararının verilmesinin ve infazından sonra icra takibinin kesinleşmesinin ihtiyati hacze itiraz hakkını ortadan kaldırmayacağı-
Mahcuzun Taşınmaz Rehni kapsamında olduğu ve Mütemmim Cüz Olması Sebebiyle Taşınmazdan Ayrı Haczedilemeyeceğine İlişkin Şikayet-
Şikayete (ve hacze) konu buhar türbininin elektrik üretimi olmadan, çevrim santrali çalışamayacağından, bilirkişi raporuyla mahcuzun işletmeden telef, tağyir ve tahrip olmadan ayrılmasının mümkün olduğunun tespit edilmesinin, mahcuzun mütemmim cüz olma özelliğini ortadan kaldırmayacağı, haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Meskeniyet Şikayeti- Satış İşleminin Durdurulması-
Borçlunun meskeniyet şikayetinin icra mahkemesince süre aşımı nedeniyle reddi kararının temyizinin, İİK. mad. 365/2 uyarınca satış dahil hiçbir icra işlemini durdurmayacağı-
Ticari Kredide Müteselsil Kefalet İbaresinin Yer Almaması Halinde Kefalet Türünün Tespiti-
Kefilin takip dayanağı yapılan kredi sözleşmesinde davalının kefaletinin türünün belirtilmediği, müteselsil kefil olup olmadığının yazmadığı ve kefaletin türünün belirli olmaması nedeniyle davalının kefaletinin adi kefalet olduğu, TBK. mad. 585 uyarınca, öncelikle asıl borçlu hakkında takip yapılması gerektiği kabul edilmişse de, TTK. mad. 7’de yer alan teselsül karinesi uyarınca, davalının kefaletinin, müteselsil kefalet olacağı-
Yurt Dışına Yapılan Para Transferi-
Gönderilenden başkasına ödenen havale nedeniyle alacak istemine ilişkin davada, davalı taraf cevap dilekçesi ile havale işlemi sırasında davacıya güvenlik kodu verildiğini, alıcının bu güvenlik kodunu ve geçerli kimlik belgesini ödeme noktasına ibraz etmesi halinde havale edilen miktarın alıcıya ödendiğini, davacının güvenlik kodunu koruma konusunda gerekli özeni göstermemesi nedeniyle müvekkilinin sorumlu olmadığını savunduğundan, mahkemece, bu tür havalenin işleyiş biçimi ve davalının sistem güvenliğine ilişkin savunmalarını irdeleyen bilirkişi raporu alınması gerekirken, yalnızca davalının sunduğu ve üzerinde lehdarın açık kimlik bilgileri dahi bulunmayan ödeme belgesi dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İtirazın İptali- Protokol- Kefalet-
Davacı banka ile borçlu şirketin borçlarının yapılandırılarak taksite bağlanması ve protokolde belirlenen ödemelerin bir kısmının gecikmeli olarak yerine getirilmesi üzerine ikrar olunan tüm borçların muaccel hale geldiği- Genel kredi sözleşmesinde imzası bulunmayan, davalının borcun taksitlendirilmesine ilişkin sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalaması ve protokolde imzası bulunmayan sözleşmeye atıf yapılması karşısında, kredi sözleşmesi içeriğinin de kefil tarafından kabul edilmiş olacağı ve bu durumda protokol tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 s. BK.’nun kefalete ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği, sözleşme tarihinde yürürlükte olmayan 6098 s. TBK’ na dayanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu-