Murisinin davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitiyle ölüm aylığına hak kazandığının tespitine ilişkin davada, davacının dava dilekçesinde davalı gösterdiği ve davaya karşı devam edilerek karar başlığında adının yazıldığı, halbuki müteveffa sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin dava dışı ünvanlı işyerince düzenlenerek Kurum'a verildiği ve bu işyerince Kurum'a müteveffa sigortalı adına hizmet bildirimlerinde bulunduğu belirgin iken eldeki davada husumetin yöneltilmeden mahkemece yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı yüklenici tacir olup, davacının murisinin de aralarında bulunduğu arsa sahiplerinin tacir olmadığı, buna göre davanın "nispi ticari dava" olmadığı (TTK. mad. 4/1), TBK.'nun 470. vd. maddelerine atıf yapılmadığından, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin iptali istemine ilişkin davanın "mutlak ticari dava" niteliğinin de bulunmadığı, buna göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu- Tüketici mahkemesince göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturup, bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup davanın o kurum aleyhine açılacağı- İdari eylem ve işlemlerden doğan zararlardan dolayı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b mad. gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davasının açılması gerektiği-
Gider avansının hangi giderler için istendiği hususu açıkça belirtilmediği gibi davacı tarafa yapılan ihtaratın da usulüne uygun olmadığı-
Sıra cetvelinde rüçhanlı olarak yazılacak vekalet ücretinin tespiti gerektiğinden uyuşmazlığın genel mahkemede çözülmesi gerektiği (İİK. mad. 142/1), icra mahkemesine yapılan başvurunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği (HMK. mad. 114/1, 115/2)-
Çekişmenin giderilmesi isteğiyle açılan davada, mahkemece davanın, muhdesatın aidiyetinin tespiti olarak yorumlandığı ancak dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkin olmayıp, mülkiyet hakkına dayalı çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkin olduğundan, davacının da bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu- İşin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiği- 
Tapu iptali ve tescil davalarının, iptali istenen tapu kaydındaki malikler taraf gösterilerek açılması gerektiği- Pasif taraf sıfatı, dava şartı olup, istek olmasızın re'sen gözetileceği- Kanunda kesin mehilin süresi yönünden bir kısıtlama getirilmemiş olduğu (HMK. mad. 115/2)- Davacılara taraf gösterilmemiş olan yasal hasımın davaya dahil edilmesi yönünde 7 günlük kesin süre verilmişse de,hayatın olağan akışı itibariyle 7 günlük süre yeterli olmadığından, mahkemece, "HMK'nın 115/2 maddesi uyarınca ...nin davaya dahil edilmesi için davacılar vekiline uygun önel verilmesi" ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece gider avansının eksik olduğunun anlaşılması halinde, tamamlattırılması için HMK'nun 120/2. maddesi gereğince verilecek iki haftalık kesin süre ile birlikte gider avansının nelerden ibaret olduğunun net olarak belirlenmesi ve tarafa avansın yatırılmamasının hukuki sonuçları konusunda uyarı yapılması gerekeceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmezse ancak o takdirde davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmesi gerekeceği-
Talepte bulunan tarafın bununla ilgili masrafları peşin olarak vereceği (İİK. mad. 59)- 6352 s. Yasa ile yapılan değişikliklerin, takip tarihinden itibaren değil, haciz, satış gibi başlatılan her bir takip işlemi tarihi esas alınarak uygulanacağı- Tedbir kararında açıkça, "cebri icra yoluyla satılamaz" şeklinde bir açıklık yok ise, bu tedbir kararının taşınmazın cebri icra yoluyla satışını önlemeyeceği- Taşınmaz üzerindeki satış ve devri önleyici şerhin, İİK'nın 106. maddesindeki hak düşürücü sürelerin işlemesini engeller nitelikte olmadığı, şikayetçinin, şerhin konulduğu tarihe kadar satış isteyebileceği gibi, şerhin konulmasından sonra tedbirin kalkması ihtimaline binaen haczinin düşmemesi için İİK. mad. 106'daki sürelerde satış talebinde bulunması ve haczinin düşmemesini sağladıktan sonra kamulaştırma bedelinin, satış talebi mahiyetinde kendi dosyasına gönderilmesini talep etmesinin mümkün olduğu- Şikayetçinin haczinin düştüğünden, sıra cetveline itirazda bulunmakta hukuki yararının bulunmadığı ve bu sebeple HMK. mad. 114/1-h ve 115/2 uyarınca sıra cetveline yönelik şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı vekili, dava dilekçesinde belirtilen maddi zarar alacağına esas alacak kalemleri yönünden 10.000 TL üzerinden belirsiz alacak davası açmış olup, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün olduğundan ve davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararın miktarını açıkça belirtmiş bulunduğundan, davasını tam dava olarak sürdürmesi ve uğradığını iddia ettiği zararın tümü yönünden eksik peşin harcı tamamlaması için HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca kendisine kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-