Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin kapsamı, karmaşıklığı ve üst düzey teknoloji gerektirmesi karşısında, bu davaların; dilekçelerin verilmesi, tahkikat ve hüküm aşamaları yönünden daha kısa ve basit şekilde sonuçlandırılmasında yarar görülen basit yargılama usulüne tabi tutulmasının sakıncalarının gözardı edilmemesi ve uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa kapsamında bir uyuşmazlık olmadığı, davacı yüklenici tacir olup, arsa sahibi davalıların tacir olmadığı, buna göre davanın 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesi uyarınca, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) olmadığı, aynı maddede TBK'nın 470. vd. maddelerine atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı ve buna göre Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğunu kabulünün doğru olmadığı- HMK. mad. 115/2 uyarınca, mahkemece, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verileceği- Mahkemece, HMK. mad. 114/1-c madde gereğince, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörülmeyen HUMK. mad. 7. ve 27 hükümlerine uygun olarak gerekçede "görevsizlik" kararı, hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilmesi ve yetki ile ilgili herhangi bir tartışma ve değerlendirme yapılmamış olmasına ve esasen yetki hususunun görevli mahkemece karara bağlanması gerekmesine rağmen gerekçede ve hüküm fıkrasında "yetkili" ibarelerine yer verilmesinin, HMK. mad. 21/1-c maddesi hükmü uyarınca, mahkemece verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde yargı yeri belirlenmesi gerektiği halde bu şart belirtilmeksizin görev uyuşmazlığı bakımından dosyanın Yargıtay'ın ilgili hukuk dairesine gönderilmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacı tarafın istemi açıklattırılmadan, 28.11.2014 tarihinde, 6552 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra açılan davanın, 1479 sayılı Kanunun geçici 18. maddesi kapsamında başvuru bulunmadığından bahisle reddine karar verilmişse de, öncelikle davacının istemi açıklattırılması, davacının isteminin istemini 5510 sayılı Kanunun 4/1-b (1479 sayılı Kanun) kapsamında Bağ-Kur sigortalılığına hasretmesi halinde, davalı şirket hakkında husumetin oluşmadığı, husumetin sadece davalı Kuruma yöneltilmesi gerektiği gözetilerek, davacının davaya konu 5510 sayılı Kanunun 4/1-b (1479 sayılı Kanun) kapsamında Bağ-Kur sigortalılığının tespiti talebi ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na başvurusu bulunması gerekmesine ilişkin dava şartı noksanlığının giderilmesinin yargılama aşamasında mümkün olduğu dikkate alındığında, usul ekonomisi ilkesine uygunluk sağlanabilmesi için, davacı tarafa, Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat etmesi ve bu müracaat hakkında anılan yasal düzenleme uyarınca Kurumun red iradesini gösterir işlem veya eyleminin olduğunun belgelenmesi için kesin, ihtaratlı önel verilmesi; bu süre içerisinde dava şartı eksikliğinin tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmesi; Kuruma müracaat ve müracaatın reddine dair Kurum işlem veya eylemine ilişkin dava şartının tamamlanması halinde ise davanın esasına girilmesi gerektiği-
Mahkemenin, görevsiz olduğu sonucuna varması halinde, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Çek keşidecisinin zayi nedeniyle iptal davası açma hakkı bulunmadığı, çek ibraz edildiği takdirde, hak talep eden hamile karşı İİK. mad. 72 uyarınca olumsuz tespit davası açma imkanı olduğu, keşidecinin iptal kararı almakta hiç bir hukuki yararı bulunmadığından, HMK. mad. 114/h ve 115/2 uyarınca davanın usulden reddi gerektiği-
Lehine ihtiyati haciz kararı verilen banka tarafından açılan ve halen asliye ticaret mahkemesinde devam eden itirazın iptali ve menfi tespit davalarının derdest olduğu, aynı sözleşmeden kaynaklanan ihtiyati haciz taleplerinde asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu, mahkemenin derdest dava ile aynı sözleşmeden kaynaklanan ihtiyati haciz taleplerinde görevsiz olduğu, görev hususunun dava şartı (HMK mad. 114,115) olduğu ve yargılamanın her aşamasında talep üzerine veya resen nazara alınabileceği- Alacaklı tarafından asıl borçluya karşı açılmış alacak veya itirazın iptali davası bulunmadığından, mahkemece, asıl borçlunun ihtiyati hacze itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, hizmet ilişkisi kapsamında Türk Bayraklı ve 100 grostonilatonun üzerinde bulunan gemide aşçı olarak çalışan davacının açmış olduğu davada D. İş hükümlerinin uygulanması gerektiği, kanuni rehin hakkı tesisi talebinin de alacaktan bağımsız olarak ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın HMK'nın 115/2. maddasi uyannca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen reddi ile mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın dosyasının görevli İstanbul Anadolu İş Mahkemeleri'ne gönderilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Hizmet sözleşmesinden kaynaklı rücuen alacak istemine ilişkin davada, taraflar tacir ve dava konusu iş her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup, TTK'nun 4. maddesi anlamında ticari dava niteliğindeki davanın TTK. mad. 5 gereğince asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği- Mahkemece, HMK'nın 114/c ve 115/2. maddeleri gereğince, davanın görev yönünden "dava şartı yokluğu" nedeniyle reddi yerine, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan HUMK'nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7. ve 27. madde hükümlerine uygun olarak hüküm fıkrasında "mahkemenin görevsizliğine" ibaresine yer verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışmakta olup, kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücretinin toplu iş sözleşmesinde belirlenen sosyal yardımların ilavesiyle hesaplanacağı, kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücretin hesabı bu yüzden davacı açısından başlangıçta belirlenebilecek bir alacak olmadığından, kıdem tazminatının belirsiz alacak davasına konu edilebileceği, mahkemece kıdem tazminatı talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
4857 sayılı İş Kanunu’nun 92. Maddesi kapsamında itiraz olarak değerlendirilip, başvuran işçilere taraf sıfatının verilmesi ve davanın yöneltilmesi gerektiği- Davacı işverene, şikayet eden işçilere davayı yöneltmesi için süre vererek adı geçenlerin savunması alınıp toplanan delillere göre sonuca gidilmesi gerektiği-
Kasko poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının, ödediği bedelin zarara sebep olan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkin davada, davacı vekili, davalı .......... Belediye Başkanlığı'na karşı haksız fiil hükümlerine dayanarak dava açtığını belirtmiş ise de; davalının sorumluluğunda bulunan yoldaki rögar kapağından kaynaklanan zararın dava konusu edildiği, davalının yol bakım ve onarımına ilişkin hizmeti temelinde ifade olunan zararın, hizmet kusuru teşkil eden eyleme dayandığı görüldüğünden, mahkemece, davanın, HMK 114/1-b maddesi gereğince adli yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-