Yangın Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada, davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetin nazara alınacağı yanında, dava dışı sigorta ettiren ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğu tartışmasız olması sebebiyle davanın sulh hukuk mahkemesi görevine girdiği-
Görevli mahkemenin belirlenebilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin hukuki niteliğinin tespitinin gerektiği- Adi ortaklığın, kişi; sözleşme; katılım payı; amaç; affectio societatis (müşterek gayeye ulaşmak için çalışmak unsuru) gibi unsurları olması gerektiği- Adi ortaklık sözleşmesinin geçerliliğinin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı- Bir ortak tarafından diğer ortağa kar elde edilmesine bakılmadan her ay belli bir bedelin ödenmesi ve ortaklardan birine tek taraflı feshi yetkisi verilmesinin adi ortaklık yapısıyla bağdaşmayacağı- Sözleşmede ortaklık kelimesinin kullanılmasının, bu belgenin nitelendirilmesine engel olmadığı- Her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davalarının veya bunlara karşılık olarak açılmış davalarda dava konusu şeyin değerine bakılmadan sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Yeşil kartlı vatandaşların sağlık hizmetlerinin 01/01/2012 tarih itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilmesi sonucunda, yeşil kartlı vatandaşların 01/01/2012 tarihine kadar almış olduğu sağlık hizmetleri bedelinin ödenmemesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargıda; bu tarihten sonra, yani yeşil kartlı vatandaşlar için 5510 sayılı Kanun’un uygulamaya başlamasından sonraki süreçte ortaya çıkan uyuşmazlıkların, adli yargı yerinde görülmesi gerektiği- Dava konusu olayda; yeşil kartlı hastanın hastaneye sevk tarihlerinin 09/03/2010-20/03/2010-26/03/2010, sağlık hizmetinden doğan bedele ilişkin faturanın kesim tarihinin ise 30/09/2010 olduğu ve yeşil kartlı hastaların ödenmeyen tedavi giderlerinin 01/01/2012 tarihinden önceki döneme ait olması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu-
Yeşil kartlı vatandaşların sağlık hizmetlerinin 01/01/2012 tarih itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilmesi sonucunda, yeşil kartlı vatandaşların 01/01/2012 tarihine kadar almış olduğu sağlık hizmetleri bedelinin ödenmemesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargıda; bu tarihten sonra, yani yeşil kartlı vatandaşlar için 5510 sayılı Kanun’un uygulamaya başlamasından sonraki süreçte ortaya çıkan uyuşmazlıkların, adli yargı yerinde görülmesi gerektiği- Dava konusu olayda; yeşil kartlı hastanın hastaneye sevk tarihinin 28/08/2010, sağlık hizmetinden doğan bedele ilişkin faturanın kesim tarihinin ise 30/11/2010 olduğu ve yeşil kartlı hastaların ödenmeyen tedavi giderlerinin 01/01/2012 tarihinden önceki döneme ait olması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu-
İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davasının idari yargı yerinde görüleceği- Türk Telekomünikasyon AŞ'nin kamu kurumu niteliğinde olmadığı; bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu-
Sigorta şirketinin, davayı sigortalısının halefi olarak açtığından bahisle, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınması gerektiği- Sigortalı ile zarar arasındaki ilişkinin kira sözleşmesinden kaynaklandığı, HMK mad.4'e göre davada "Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu-
İşyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi- Mahkemece; davalılara husumet yöneltilmesine neden olan bağımsız bölüm ile davacıya sigortalı işyerinin bulunduğu binada davaya konu hasar tarihi itibariyle kat mülkiyetine geçildiğinin tespiti halinde, uyuşmazlığın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklandığının gözetilmesi; yapılacak araştırmada, kat mülkiyetine geçilmediğinin saptanması halinde ise, KMK'nun 17/3. maddesi gereği, hasar tarihi itibariyle anataşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanılıp başlanmadığının araştırılması ve üçte ikilik kullanımın olması halinde, uyuşmazlığa yine kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağının dikkate alınması; ayrıca, davacı sigortalısı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olması nedeniyle de uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olabileceğinin mahkemenin davada görevli olup olmadığının hükümde tartışılması; mahkemenin görevli olduğu sonucuna varılması halinde işin esası hakkında hüküm tesisi; aksi halde görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının, sigortalısının halefi olarak dava açtığı, davacı tarafından sigortalanan konutun bulunduğu ana taşınmazda kat mülkiyetinin kurulu olduğu, Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19. maddesi ve Ek 1. maddesi gereğince davada sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Kat irtifakına tabi taşınmazda yer alan bağımsız bölümlerin malikleri arasında görülen ecrimisil istemine ilişkin davanın 634 sayılı Yasa'nın uygulanmasından kaynaklandığı ve bu sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Taksi plakalı araç kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu-