Bonoda malen kaydı bulunduğuna göre, davacıya bu bono karşılığında mal teslim edildiğinin kabulü gerekir. “Kendisine mal teslim edilmediğini” iddia eden davacının, bonoya karşı bu yöndeki iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekir. Başka bir anlatımla, somut olayda ispat külfeti davacı taraftadır. Mahkemece ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde karar oluşturulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Dava konusu senette ihdas nedeni bulunmamaktadır. Davacı, “senedin kira borcuna karşılık verildiğini” iddia etmekte, davalı ise “davacıya verilen borç para karşılığında düzenlendiğini” savunmaktadır. Davaya konu senette ihdas nedeni bulunmadığından somut olayda talilden söz edilemeyeceğine göre ve bonoların sebepten arî borç senetleri olmasına ilişkin kural göz önünde tutulduğunda, ispat külfeti davacı taraftadır. Mahkemece dava konusu bono yönünden ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “davalı şirket tarafından verilen …..... tarihli taahhütname başlıklı belgede, kredi alacaklısı olan bankanın taraflılığı, oluru ve icazeti bulunmadığı, bu nedenle taraflar arasında yapılan sözleşmenin alacaklı olan bankaya karşı ileri sürülemeyeceği, davacının bankanın oluru olmadan başkaları ile yapacağı sözleşme ile müşterek borçlu müteselsil kefaletten kurtulmasının mümkün olmayacağı” gerekçesiyle “davanın reddine” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İİK.’ nun 89. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında davacı, “borçlu olmadığını” usulen kanıtlamalıdır. Bu durumda mahkemece davacıdan delilleri sorulup gerektiğinde defter incelemesi de yaptırılarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davalının C.Savcılığı ve mahkemedeki beyanı gözetildiğinde, dava konusu bonodaki veriliş nedeni olan nakden kaydını talil ettiği, bir başka deyişle değiştirdiği anlaşıldığından, davalının “davacı yana nakit para verdiğini” usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiği-
Menfi tespit davasında davalı alacaklı cevap dilekçesinde ‘bononun nakit para karşılığı alındığı’ belirtilmiş ise de daha önce savcılıktaki ifadesinde ‘kendisine yurt dışından bavul ticareti yoluyla mal getireceğini ve bunun karşılığında para verdiğini’ bildirmiş olduğundan, bonoda veriliş nedeni olan nakden kaydının talil edilmiş olduğu ve değişen ispat külfeti gereğince davalının, ‘davacı yana nakit para verdiğini’ usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekeceği-
Kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıklar ile ilgili açılan menfi tespit davalarında 5464 sayılı Yasanın 44. maddesi gereğince Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu-
Davacı taraf aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edilmiş ve bu nedenle takip durmuş ise de, bu davanın açıldığı tarih itibarıyla davalı tarafça henüz itirazın iptali davası açılmamıştır. Bu durum karşısında maddi hukuk yönünden borçlu olmadığının tespitini isteyen davacının somut olay bakımından dava açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece, “iddia, savunma, toplanan delillere göre çekin bir ödeme vasıtası olduğu, kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerektiği, BK.’ nun 182/2. maddesi uyarınca aslolan peşin satış olduğu, peşin satışta malın ve bedelin aynı anda verildiğinin kabulü gerektiği, davacının kendisine malların teslim edilmediğini yazılı delil ve taraf yemini yoluyla ispatlayamadığı” gerekçesiyle “davanın reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-