Davanın açılmasına, davalının sebep olmadığını davalının kabul beyanı da gözetildiğinde davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporlarına göre; bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olmadığı anlaşıldığından ve bu def'inin herkese karşı ileri sürülebileceğinden davacının söz konusu bono ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 72/7. Maddesi, “Takibe itiraz etmemesi veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak, paranın geri alınmasını isteyebilir.” hükmü gereğince, ödeme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açılan davanın reddi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Anayasanın 141/III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” HUMK’nun 388’inci (HMK m.297), maddesinde de mahkeme kararının içeriğinde bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Mahkemece verilen kararda HUMK’nun 388’inci (HMK m.297 ) maddesine aykırı davranılarak kararın gerekçesiz olarak yazılmasının usul ve yasaya aykırı olacağı-
Kısa kararda (1-Davanın reddine, 2-İİK'nun 72/4 maddesi gereğince yasal koşulları oluşmadığından davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına) denildiği halde, gerekçeli kararda (Davanın reddine) denilmesinin, HUMK ' nun 381/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, davalının iş yerinde çalışan davacı-işçinin işe girerken verdiği senedin davacının çalıştığı kasada açık vermesi üzerine sonradan doldurularak takibe konulmasından kaynaklanmakta olup taraflar arasındaki işçi işveren ilişkisi nedeniyle görevli mahkeme iş mahkemesidir. Görev kuralları kamu düzeninden olup re’sen gözetilir(HMK. madde-1). Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilip yazılı şekilde karar verilmesinin isabetli görülemeyeceği-
Dava konusu çekteki keşideci imzasının davacının eli mahsülü olmadığı, davalı yanca davacı aleyhine icra takibine girişilmediğinden davanın kabulü ile çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, İİK.nun 72. maddesinde aranan tazminat koşulları bulunmadığından, , davacının tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı abonenin aboneliğe konu işyerini terk ederken abonelik ilişkisini sonlandırmaması nedeniyle bu yerde meydana gelen tüketim bedellerinden sorumlu tutulacağı gerekçesiyle davanın ve koşulları oluşmadığından davalı yanın tazminat isteminin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekeceği-
