Menfi tespit davasında borçlunun "senedi ödediği" iddiasının dayanağı olan tahsilat makbuzundaki imzanın davalı tarafa ait olması halinde, "davacının borçlu olmadığına" karar verileceği-
Davacının keşideci konumunda olduğu bonolarda, imzanın kendisine ait olmadığını belirterek menfi tespit davası açması üzerine mahkemenin yeniden imza incelemesi yapıp bu sonuca göre karar vereceği-
Bonoda ilk cironun lehtar tarafından yapılması gerektiği, lehtar tarafından yapılmayan cironun silsilesinde kopukluk olacağı-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi ile yapılan takipte ödeme emrine borçlu veya ipoteği tesis etmiş olan üçüncü şahıs itiraz edebileceği ve borçlu tarafından açılmış bir menfi tespit davası bulunmadıkça da takibin iptaline karar verilemeyeceği-
Senede karşı her türlü iddianın, HMK'nun 200. maddesi gereğince senetle ispatı gerekeceği-
Davalı taraf tacir olup dava konusu alacak ticari işletmesi ile ilgili olduğundan davalının, alacağını avans faizi ile tahsilini isteyebileceği-
Dava konusu bonodaki davacı borçlu imzasının ne zaman atıldığının tespit edilemediği, davacının iddiasını yazılı delille ispat edemediği ve davalıya teklif olunan yeminin usulüne uygun eda edildiği sebepleriyle davanın reddinin gerekeceği-
Alacaklının senede borçlunun bilgisi dışında ekleme yapması halinde, borçlu tarafından açılacak menfi tespit davasının kabul edileceği-
Menfi tespit yargılaması sırasında alınan Adli Tıp Raporu'na göre senetteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığının tespit edildiği, "sahtecilik iddiasının iyiniyetli hamil de dahil olmak üzere herkese karşı ileri sürülebilecek def'i olduğu" gerekçesiyle davanın kabul edileceği-
2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile 15.maddesinde “İİK.nun 72/4.maddesinde yer alan %40 ibaresi %20 olarak değiştirildi” hükmü getirilmiş ise de bu tarihten önce açılan 31.01.2011 dava tarihi itibariyle yürürlükte olan kanun gereğince %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekeceği-