Menfi tespit davasında davacının senedin tanzim tarihinde fiil ehliyetine sahip olmadığı Adli Tıp Kurumu raporuyla anlaşılsa da, davalı bunu bilemeyeceğinden kötüniyetli kabul edilemeyeceği-
Menfi tespit davasında birbiri ile çelişen bilirkişi raporu bulunduğunda yeni bilirkişi kurulu oluşturularak çelişkileri giderecek bir rapor alınması gerekeceği-
Davalının faiz oranına ilişkin istemi ile dava dilekçesi birlikte değerlendirilip, takip talebindeki faiz oranının ‘’reeskont’’ mu yoksa ‘’avans’’ oranında mı faiz olduğu açıklattırılarak sonucuna göre karar verileceği-
Menfi tespit davasında, mahkemece kabul edilen tarihsiz adi makbuzda yazılı kira borcuna karşılık verilen çekin hangi bankaya ait çek olduğunun belirlenmesi ve bu çekin ödenip ödenmediğinin belirlenen bankadan sorulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Genel kredi sözleşmesinin limitinin artırılmasına ilişkin limit artırım sözleşmesinde hem asıl borçlunun hem de kefillerin imzalarının bulunduğu, bu sözleşmedeki imzalardan birinin davacıya ait olduğu ve limit artırım sözleşmesinin kefalet limitini de ihtiva ettiği dosya içeriğinden anlaşıldığından davacının bu sözleşmede belirtilen kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumlu olması gerekeceği-
Kaçak elektrik kullanımı nedeniyle hakkında takip başlatılan borçlunun icra takibine ve imzaya itirazı olmaması durumunda mahkemece "borçlu olunmadığının tesbiti istemi"nin reddedileceği-
Menfi tespit davasının konusu hesap taahhütnamesinde belirli bir meblağın bulunmaması halinde BK'nun 484. maddesine göre kefalet sözleşmesinin esaslı unsuru olan belirli meblağ koşulunun da gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kabulü gerektiği-
Sahte belgelerle ve fotokopilere dayanarak verilmemesi gereken bir kredinin tahsis edilmesi halinde bankanın basiretli bir tacir gibi davranmadığı ve ağır kusurlu bulunduğu, bu nedenle kredi sözleşmesinin davacı yönünden iptal edileceği, davacının anılan kredi sözleşmesi nedeniyle davalı bankaya borçlu bulunmadığı-