İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği-
Davacının site yönetimi adına attığı imzanın şahsi sorumluluğunu gerektirmeyip, söz konusu sitenin yöneticilik görevini ifa etmesi nedeniyle site yönetimi adına sözleşmeyi imzaladığı ve sözleşmede davacı şirketin kefil veya garanti eden sıfatıyla imzaladığına da ilişkin bir açıklık bulunmadığından takip konusu edilen 2 adet fatura alacağından dolayı davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verileceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Görülmekte olan davanın konusunun davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davacılara ait taşınmazların ihale yoluyla satılmasının veya ihalenin geçersiz olmasının menfi tespit davasının konusunu oluşturmayacağı-
Takip tarihi itibariyle, davacının tazminatlar ve işlemiş faiz borcunun bulunduğu ve bu miktarın da davacı tarafından takipten sonra alacaklıya ödendiği; borcun yargılama sırasında ödenmiş olması sebebiyle, davanın istirdat davasına dönüşmüş olduğu-
Adli Tıp Kurumu raporunda, dava konusu senetteki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, mahkemece, konusunda uzman kişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden imza incelemesi yönünden yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Takip alacaklısı bankanın takibinde haksız ve kötüniyetli olduğunun kabulü ile davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerekeceği, birleşen alacak davasının reddine karar verilmesi halinde, davalı lehine nisbi vekâlet ücretine karar verileceği-
Dava, kira sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup 21/07/2011 tarihinde açılmış olduğundan olaya 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun göreve ilişkin 8. maddesi hükmünün uygulanması gerekip dava tarihi itibariyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerekeceği-
Davacının iddiasını HMK'nun 200 ve devamı maddeleri gereğince yazılı belge ve yasal delillerle kanıtlaması gerekeceği-