Kambiyo senedine karşı açılmış menfi tespit davasında, davacı "senedin, taşınmaz satışı için verildiğini" ileri sürmüş olup sunulan satış sözleşmesinde dava konusu bononun kayıtlı olmadığı, davalının ise "nakit verdim" diyerek "davacıya borç verdiğini" belirttiğinden, senede karşı senetle ispat külfeti gereğince sunulan deliller karşısında davanın kanıtlanamadığı dikkate alınarak reddi gerektiği-
Davanın, sahtecilik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davacının takibe konu bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiği, Adli Tıp Kurumu'nca verilen raporda bonodaki imzanın davacıya ait olduğuna dair kuvvetle muhtemel ifadesine yer verilmiş olup bu şekilde rapor kesin görüşü içermediğinden kabulünün mümkün olmadığı, ayrıca imza incelemesine konu belge asıllarının dava konusu bononun keşide tarihinden önceki döneme ait belgeler bulunmadığından eksik inceleme sonucu düzenlenen raporun hükme esas alınamayacağı, mahkemece bononun düzenlenme tarihinden önce davacı tarafından samimi olarak atılmış olan belge asıllarını getirterek yeniden yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda toplanacak tüm deliller doğrultusunda bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı tarafından davacıya satılan taşınmazın satış bedelinin ödenmemesi nedeniyle yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemi-
Gerek davalının, gerek dava dışı kişinin, dava konusu senedin dava dışı kişi adına tapuda kayıtlı taşınmazın davacıya satılması, satış bedelinin 1/2 sinin dava dışı kişiye ödenmesi, 1/2 sinin dava konusu senet olarak davalıya verildiği konusunda ........... Cumhuriyet Başsavcılığı'nda ki hazırlık ifadelerinde açıkça beyan ve ikrar da bulundukları, bu durumda dava konusu senedin hangi nedenle davalıya verilmiş olduğunun davalının bu şekildeki ikrarıyla belirlendiği, davalı sözü edilen taşınmazın maliki olmadığı gibi taşınmaz satış bedelinin, dava dışı malik kişiye ödendiğinin de dosya içeriğinden anlaşıldığı, gerek bu sebeplerle gerekse tapuda kayıtlı bir taşınmazın tapu dışı bir işlemle satışının geçersiz olması ve geçersiz satışlarda, herkesin aldığını iade zorunluluğu bulunması sebebiyle, davalının maliki olmadığı bir taşınmazı tapu dışı bir işlemle satması yönündeki savunmasının geçersiz işlemi geçerli hale getirmeyeceği gözetildiğinde somut olayda dava konusu senedin karşılıksız olduğu davacıya iadesi gereken bu senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
Asıl dava kısmen kabul edilmiş olup, reddedilen kısım üzerinden davalı yararına nispi oranda vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken bu yönde bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
TBK. mad. 74 uyarınca, ceza davası sonucu verilecek karar hukuk hakimini bağlayacağından ceza davasının sonucu ve kesinleşmesi beklenerek, sonucuna göre imza inkarına dayanan menfi tespit davasında bir karar verilmesi gerektiği-
Kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla başlatılan icra takibine vaki menfi tespit istemli davada, icra takibine konu senedin dosyaya ibrazı sağlandıktan sonra, tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Senette bedelde tahrifat olması halinde yazı ile yazılan kısma itibar edilemeyeceği- Senedin tahribat öncesindeki durumu dikkate alındığında,6.000 TL olarak düzenlendiği ve davacının 2.000 TL borç için senedi verdiği iddiasını kanıtlayamadığı, ancak tahrif edilen 2.000 TL için davacı sorumlu tutulamayacağından davanın bu kısım yönünden kabulü gerektiği-
Davacı ile davalı ard arda gelen cirantalar olup, bu hale göre taraflar arasında senedin verilmesine esas teşkil eden bir temel ilişkinin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği- Mahkemece bu yön gözetilmeden davacının takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin hatalı olduğu- Davacı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemesine rağmen HMK. nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak talep dışı bir karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki imza incelemesine esas belgeler arasında sözleşme tarihinden önce samimi olarak atılmış belge asılları bulunmamakta olup, ayrıca bir kısım belgelerin ise fotokopi evrağı olduğu, fotokopi belgeler üzerinde yapılan imza incelemesi sonucunda düzenlenen raporun hükme esas alınamayacağı-