Davaya konu taşınmazların maliklerine kamulaştırma evrakının noter kanalıyla tebliğ edildiğine ilişkin belgeler ya da maliklerce adli veya idari yargıya yapılmış bir başvuru bulunmadığından, bu taşınmazlar bakımından kamulaştırma işleminin kesinleşmediği ve bu nedenle 2942 sayılı kanunun 17.maddesinde öngörülen kamulaştırmanın tamamlanmış olması şartının gerçekleşmediği gözetilerek, yasal koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
5737 Sayılı Yasanın 17.maddesine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada, dava ehliyeti davada taraf olma yeteneği olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 Sayılı HUMK taraf ehliyetini tanımlamamış, aynı yasanın 38.maddesiyle Medeni Kanuna yollamada bulunmakla yetinildiği- Türk Medeni Kanunu ise, davada taraf olma ehliyetini, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saydığı ve 8, 28, 47 ve 48.maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteneğini taşıdığını, her gerçek kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren taraf ehliyetini kazanacağını ve yaşadığı sürece taraf ehliyetinin devam edeceğini belirttiği-Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği-
Dava konusu istek malvarlığına ilişkin olup, mirasçıların malvarlığını etkilediği, bu durumda dava devam ederken taraflardan birinin ölümü halinde, mirası reddetmeyen mecburi dava arkadaşları olan davalı mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması gerektiği-
Ölümle kişilik ve vekalet ilişkisi son bulsa da, yargılama sırasında ölen davacıdan geride mirasçılarının kaldığı, davacının mirasçılarının usulünce davaya davet edilmeleri gerektiği-
Ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş olan kimsenin mirasçılarına ardıllık (halefiyet) kuralı uygulanamayacağından tebligat yapılmak veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceği-
İkrah hukuksal sebebine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkin davada davacının ölümü üzerine mahkemece tüm mirasçıların yasal miras payları oranında adlarına tescil kararı verilmesi gerekirken, ölümle kişiliğin son bulacağı (TMK. mad. 28) kuralı gözardı edilmek ve hakimin doğru sicil oluşturma yükümlülüğü ihlal edilmek suretiyle ölü kişi adına tescil kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacı kendisinden beklenen tüm çaba, özen ve önlemlere rağmen davalının sağ olup olmadığını tespit edememiş ise, ya da tespit edememe durumu bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralına aykırılık arz etmiyorsa, bu dava ilişkisinde, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara, yani gerçek taraflara karşı davaya devam edilmesi mümkün ise de, tapuda kayden malik olarak gözükenin 2006 yılında öldüğü, Orman Yönetimince ölü davalı aleyhine 2012 yılında dava açıldığı, davalının ölüm tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında uzunca bir sürenin geçmiş olduğu gözönünde bulundurulduğunda, Orman Yönetimince hiçbir araştırma yapılmaksızın (bu yönde bir çaba sarfedilmeksizin ve gerekli özen gösterilmeksizin) ölü kişi aleyhine dava açıldığı ve bu durumun da HMK'nın 124. maddesinde belirtilen "maddi bir hata"dan kaynaklandığının veya "kabul edilebilir bir yanılgı"ya dayandığının düşünülemeyeceği gözetilerek, tapu kaydının iptali ve tescil istemli davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı kendisinden beklenen tüm çaba, özen ve önlemlere rağmen davalının sağ olup olmadığını tespit edememiş ise, ya da tespit edememe durumu bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralına aykırılık arz etmiyorsa, bu dava ilişkisinde, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara, yani gerçek taraflara karşı davaya devam edilmesi mümkün ise de, tapuda kayden malik olarak gözükenlerin sırasıyla 1967, 1988, 1992 ve 1975 yıllarında öldüğü, Orman Yönetimince ölü davalı aleyhine 2012 yılında dava açıldığı, davalıların ölüm tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında uzunca bir sürenin geçmiş olduğu gözönünde bulundurulduğunda, Orman Yönetimince hiçbir araştırma yapılmaksızın (bu yönde bir çaba sarfedilmeksizin ve gerekli özen gösterilmeksizin) ölü kişi aleyhine dava açıldığı ve bu durumun da HMK'nın 124. maddesinde belirtilen "maddi bir hata"dan kaynaklandığının veya "kabul edilebilir bir yanılgı"ya dayandığının düşünülemeyeceği gözetilerek, davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-