Zamanaşımına uğramış bonodan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine-
İşverence yapılan feshin ardından henüz ihbar tazminatı ödenmediği sırada işçinin emeklilik için başvurusunun işçinin emeklilik sebebiyle feshi anlamına gelmeyeceği- Yaş koşulu hariç emeklilik şartını tamamlayan işçinin işyerinden ayrılarak kıdem tazminatına hak kazanacağı- Kıdem ve ihbar tazminatında ve tazminatında ve tazminat niteliğindeki diğer işçilik alacaklarında zamanaşımı süresinin on yıl olduğu- İzin ücretinde zamanaşımı süresinin iş akdinin feshi tarihinden itibaren başladığı- Faiz alacağının asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımına tabi olduğu- Çalışma Müdürlüğünce alacağın inkar edilmesinin zamanaşımını keseceği- Zamanaşımı def'inden önceden feragat yapılamayacağı- Zamanaşımının en geç cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerektiği- Islah dilekçesinin tebliğinden itibaren en geç iki hafta içinde ıslaha karşı zamanaşımının ileri sürülebileceği- Cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla davanın ilerideki aşamalarında zamanaşımı def'inin ileri sürülebileceği-
TBK.nun 147/4 maddesi gereğince; bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasında açılmış bulunan davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanacağı (BK. m. 126/4)-Sözleşmeden doğan alacaklarda zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihten başlayacağı, alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlı olduğu hâllerde, zamanaşımının bu bildirimin yapılabileceği günden işlemeye başlayacağı (TBK m.149/2)-Adi ortaklıkta; ortağın alacağını isteme hakkının, ortaklığın son bulduğu tarihte doğacağı ve borcun muaccel hale geleceği, zamanaşımı süresinin de bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı-
Bir hak kullanılabilir duruma gelmeden zamanaşımı işletilemeyeceğinden, mal rejiminin tasfiyesi davalarındaki on yıllık zamanaşımı süresinin boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihten değil, tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarihten başlayacağı-
İnanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı on yıl olup bu sürenin davacının ferağ umudunu yitirdiği andan itibaren başlayacağı-
Aralarında abone sözleşmesi bulunan davacı idare ile davalı apartman yönetimi arasındaki kaçak su bedeline ilişkin anlaşmazlığın çözümünde hakların yarışması hali söz konusu olup iki haktan daha düşük hukuki değer karşısında üstün hukuki değere öncelik verilmesi gerektiğinden, haksız fiil sorumluluğu değil sözleşmeye aykırılık hükümlerinin uygulanması gerekeceği, uyuşmazlığın konut su aboneliği sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanmasına, sözleşmenin taraflarından birisinin tüketici, diğerinin satıcı ve uyuşmazlığın da tüketime konu mala ilişkin olmasına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı ve davaya bakma görevinin de Tüketici Mahkemesine ait olduğunun kabulü gerekeceği-
775 sayılı yasa hükümleri gereğince yapılan tahsis nedeniyle tapu iptali ile tescil, ikinci kademede ise taşınmaz bedelinin tahsili isteği-
İnşaatta halen eksik ve kusurlu işler bulunduğu gibi davalı yüklenici tarafından yapı kullanma izin belgesi işlemleri takip edilip sonlandırılıp davacı arsa sahiplerine harçları yatırması yönünde ihtarname gönderilerek, TBK. mad. 106 gereğince davacı yan alacaklı temerrüdüne de düşürülmemiş olduğundan ve zamanaşımı alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağından ( TBK. mad. 149), yani zamanaşımı süresinin başlaması için, hukuki anlamda bir teslimin varlığından sözedilemeyeceğinden, tazminat talebi yönünden, henüz zamanaşımı süresinin işlemeye başlamadığının kabul edileceği- Kararlaştırılan maktu gecikme tazminatının, arsa sahibinin gecikmeden doğan zararını karşılamaktan uzak kalması halinde süresiz uygulanamayacağı ve bu durumda, kararlaştırılan maktu gecikme tazminatının ne kadar süreyle tarafları bağlayacağı konusunda, sözleşmedeki teslim süresi, gecikilen sürenin uzunluğu, öngörülen tazminat miktarı, geçen süre içinde gerçekleşen enflasyon, fiyat artışları, döviz fiyatları ve faiz oranlarındaki artış ve eksilişler ve rayiçlere göre istenebilecek miktar ile maktu tazminatın ödenmeye devam edilmesi halinde arsa sahibinin elde edeceği miktarlar da gözönünde tutulmak suretiyle bilirkişi görüşünden de yararlanılarak, sözleşmede belirlenen maktu gecikme tazminatı miktarının en az 1 yıl süreyle mutlak bağlayıcı olacağı ve maktuen belirlenen miktar ile rayiçlere göre saptanacak miktar arasında en az bir misli fark bulunması gerektiği de dikkate alınarak hakkaniyete uygun biçimde hakim tarafından takdir edilmesi gerektiği-
Dernek yönetim kurulu üyeleri arasında temsil ve ilzam yetkisi olanların, derneğin prim borcundan dolayı dernekle birlikte müteselsilen sorumlu olacakları, ancak temsil ve ilzam yetkisi bulunmayan diğer üyelerin icrai yetkilerinin bulunmaması hususunun "haklı neden" oluşturduğu bu nedenle temsil ve ilzam yetkileri bulunmayan dönemde tahakkuk etmiş prim borçlarından dolayı müteselsil sorumluluklarının olmadığının kabulü gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor