Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı eksik ve kusurlu imalat bedeli ile gecikme tazminatı istemi- Zamanaşımının hangi tarihten itibaren işlemeye başladığı kararın gerekçesinde değerlendirilip açıklanmaksızın, ıslah tarihi itibariyle davacının eksik ve kusurlu imalata ilişkin talebinin zamanaşımına uğradığı belirtilerek ıslahla talep edilen alacağın zamanaşımından reddine karar verilemeyeceği- Dava dilekçesi ekinde sunulan yapı kullanma izin belgelerinden inşaatın bir kısım bağımsız bölümlerine kısmi kullanma izni verildiği görülmekte olup, normal dairelerin dubleks daireye çevrilmesi işinin ve dolayısıyla dubleks iki dairenin mevcut haliyle yasal olduğu anlaşıldığından, kat irtifakı kurulmasına esas belgeler ve kat irtifak tapuları bulunmadığından, sözleşmede kararlaştırılan dışında iki adet bağımsız bölümün yapım şeklinin proje ile değiştirilerek dubleks olarak inşa edildiği ve bu bağımsız bölümlerin yükleniciye verildiği anlaşılmakla mahkemece proje ve kat irtifakına esas belgeler getirtildikten sonra, hükme esas raporu düzenleyen bilirkişilerden ek rapor alınarak sözleşmedeki paylaşım oranının arsa sahipleri aleyhine değişip değişmediği belirlenerek karar verilmesi gerektiği- Dış duvarlarda yalıtımlı tuğla kullanılmadığı iddiasına dayalı olarak enerji kaybı bedeli talep edildiğinden, mahkemece mahallinde, hükme esas raporu veren bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak yöntemine uygun şekilde yapılacak inceleme ile duvarlarda yatılımlı tuğla kullanılıp kullanılmadığı belirlenip sonucuna göre davacının talebi ile ilgili bir karar verilmesi gerektiği-
Yapımını üstlendiği inşaat projesinin elektrik ihtiyacını karşılamak için davacı şirket tarafından inşa edilen ve sonrasında davalı dağıtım şirketine devredilen dağıtım tesisi için yapılan giderin tahsili istemi- Davacı yükleniciye geçici kabul tarihinden sonra peyderpey taksitler halinde ödeme yapılacağı- Davacıya hiç ödeme yapılmadığı gibi iş bedeli ödemelerinin tarihlerinin de belirlenmediği- Alacak muaccel olmadığı sürece alacaklıdan alacak hakkını talep etmesi beklenemeyeceğinden alacak muaccel oluncaya kadar zaman aşımı işlemeyeceği- Uyuşmazlığının hukuki niteliğinin eser sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle davalı dağıtım şirketinin sorumluluğunun eser sözleşmesi hükümleri uyarınca belirlenmesi gerekirken, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesinde hata yapılması, ayrıca yanılgılı değerlendirme ile sebepsiz zenginleşme hükümleri değerlendirilerek yapılan masrafın güncellenmiş bedelinin tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu- Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığından dosyanın yargılama yapılmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesine gönderilmesinin uygun olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı alacak, cezai şart ve gecikme tazminatı- Sözleşmeye konu dükkanın teslimi, bu olmazsa rayiç bedelinin tahsili talep edildiğinden, artık seçimlik ceza talep edilemeyeceği- Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi, eser sözleşmesi ile birlikte satış vaadi sözleşmesinden oluşan karma bir akit olup eksik işler ve ayıplı imalâtların giderim bedeli, gecikme tazminatı ve cezai şart alacaklarında zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu- Arsa sahibi teslim edilmesi gereken tarihteki gecikilen her ay için zararını davayla isteyebileceğine göre her geçen ay zararının o ayın sona ermesiyle istenebileceği (muaccel hale geleceği)-
Henüz tedavinin tamamlanmadığı, zararın kapsam ve miktarı konusunda belirsizliğin devam ettiği bir aşamada, zarar görenin süre aşımı kaygısıyla dava açmaya zorlanamayacağı- Davacı ile davalı doktor arasında görülen hatalı tedavi sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı- Islah dilekçesi ile hükmedilecek tazminata dava tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi talep edildiğinde, talep aşılarak olay tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceği- Hastane yönünden alacağının avans faizi ile tahsiline karar verilmesi gerektiği- "Somut olayda zamanaşımı başlangıç tarihi en geç kısmi davanın açıldığı tarih olduğundan, ıslah dilekçesiyle talep edilen maddi tazminat yönünden 5 yıllık zamanaşımının dolduğu ve vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta yasal faiz uygulanması gerektiği, ancak bu husus bozmaya uyulmakla usulü kazanılmış hak oluşturduğundan bozma sebebi yapılamadığı" şeklindeki görüşün ise kabul edilmediği-
Taraflar arasında akdedilen 28.05.2004 tarihli "Protokol" başlıklı sözleşmenin 4 üncü maddesi; "A., Cezayir'deki temsilcilik görevi nedeniyle, Ö. ve çalıştıracağı kişiler ile büro giderleri için aylık toplam 6.000 USD (altıbin USD) ödeyecektir. Bu miktarın 3.000 USD (üçbin USD)'lik kısmı Cezayir Dinarı olarak ödenecektir. Bu ödeme, bir yıl süre ile devam edecek, taraflarca yapılacak durum değerlendirmesi ve sağlanacak mutabakat neticesinde bu süre uzatılabilecektir." düzenlemesini içermektedir. Davacı, dava dilekçesinin 4 numaralı bendi ile talep ettiği alacaklarını, Protokol'ün 4 üncü maddesine dayandırmaktadır. Protokol çerçevesinde istenilen bu alacaklar bakımından zamanaşımı süresi aynı 818 sayılı Kanun'un 125 inci maddesi uyarınca 10 yıl olduğu-
Boşanma dava tarihinden kısa süre önce eşlerden biri tarafından bankadan çekilen miktarın da artık değere katılma alacağının hesabında dikkate alınması gerektiği- Mal rejiminin tasfiyesi davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresinin kabul edildiği ve zamanaşımının boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı- Kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olmasının, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmeyeceği ancak zamanaşımının, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesileceği- Somut olayda; boşanma davasının 29.01.2008 tarihinde kesinleştiği, ıslahın yapıldığı 04.04.2019 tarihinde on yıllık zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından zamanaşımı def’inin dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği- Davacı-davalı erkek iddiasının ispatı bakımından yemin deliline dayandığına göre, öncelikle davacı-davalı tarafa yemin teklif hakkı bulunduğu hatırlatılarak yemin teklifi hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorularak karar verilmesi gerektiği-
Ölü kişi hakkında yapılan icra takibinin zamanaşımı süresinin işlemesini kesmeyeceği- Murisin davacı banka ile 1998 yılında imzaladığı sözleşmenin vade tarihi olan 30.09.1999'da murisin borcunun muaccel hâle geldiği, 25.09.2003 yılında vefat eden murisin borcunun, on yıllık sürenin dolduğu 30.09.2009 tarihinde zamanaşımına uğramış olduğu ve 05.02.2009 tarihinde muris hakkında yapılan icra takibinin, ölü hakkında icra takibi yapılması dolayısıyla zamanaşımını kesmeyeceği- Mirasçılar hakkında usulüne uygun olarak ilk defa 12.02.2014 tarihinde takip talebinde bulunulduğundan, on yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu-
İfa zamanı gelmemiş bir alacak için açılmış davada, mahkemece "ifa zamanının henüz gelmediği" gerekçesiyle "davanın usulden reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklıyı tatmin eden kişi alacaklının hakkından bağımsız kendi şahsında doğan bir hak elde ettiği ve rücu hakkının dava dışı alacaklıya tazminatın ödendiği tarihten itibaren başlayacağı- Ödeme ve ıslah tarihine göre, eBK. m. 126/IV'deki 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından, ıslaha karşı zamanaşamı def'i reddi gerektiği-
Mevcut davada, davalılar ödeme emrine süresi içerisinde yapmış oldukları itirazlarında zamanaşımı def’ini ileri sürmüşler ancak davaya cevap süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunmamış iseler de davacı da zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını ileri sürerek eldeki itirazın iptali davasını açtığından, davalı bu def’iyi dava sırasında tekrar ileri sürmese bile mahkemece zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı konusu üzerinde durularak davanın karara bağlanacağı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • ...
  • kayıt gösteriliyor