Şikayetçinin ve eşinin yurt dışında yaşamış olmasının, şikayet konusu taşınmazın .............. mahallesinde bulunmasının, şikayetçi ve eşinin aynı bölgede yaşamasını gerektirmeyeceği- Şikayetçi ile eşinden oluşan iki kişilik aile için Antalya İli, Kepez İlçesi, T.paşa ve Şelale Mahalleleri gibi daha mütevazi semtlerindeki ev değerleri esas alınarak 2+1 100 m² civarı haline uygun ev değerinin 200.000 TL olarak belirlenmesinin hukuka uygun olduğu- Satış bedelinden borçluya, haline münasip ev alması için verilen miktar düşüldükten sonra geriye kalanın hak sahiplerine ödeneceğinin tabii olduğu-
İcra Müdürlüğünün konulmuş bir haczin kaldırılmasına karar verme yetkisi olmadığı, bu yetkinin haczi yapan icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde olduğu- Borçlunun haczedilmezlik iddiasını inceleme yetkisinin icra müdürlüğünde olmadığı bu nedenle icra müdürlüğünün borçlunun haczedilmezlik iddiasını araştırmaya yönelik kararının yerinde olmadığı-
14.11.2016 ve 19.06.2017 tarihlerinde borçlu adına kayıtlı olan taşınmaz üzerine haciz şerhi işlendiği, bu tarihlerden önce taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmuşsa da aile konutu şerhinin hacze engel olmadığı, İİK'nın 82/1-12 maddesi uyarınca meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının takip borçlusuna ait olduğu, ibranameye dayalı borcun sona erdiği iddiasının takip borçlusu tarafından ileri sürülebileceği, ................... Asliye Hukuk Mahkeme'sinin ............... sayılı dosyası ile taşınmazın borçlu adına olan tapu kaydı iptal edilerek, şikayetçi adına tescil edilmişse de kararın haciz tarihinden sonra verilmesi ve şikayetçinin taşınmazı üzerindeki takyidatlarla birlikte iktisap ettiği dolayısıyla hacizlerin kaldırılması talebinin reddedilmesinin hukuka uygun olduğu-
İpotek resmi senetleri incelendiğinde ipoteğin ziraat kredisine özgülenmediği, ipoteğin bu hali ile zorunlu ipoteklerden olmadığı, o halde, şikayete konu taşınmazlar üzerinde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan ipotek mevcut olduğu anlaşılmakla, haczedilmezlik şikayetinden vazgeçilmiş sayılacağı-
Haczedilmezlik şikayetine konu taşınmazın tapu kaydı üzerinde banka lehine ipotek tesis edildiği görülmüş olup, ipoteğin zorunlu ipotek olup olmadığı, ipotek borcunun devam edip etmediği ve haczedilmezlik şikayetine engel olup olmadığı incelenip değerlendirilmeden bir karar verilemeyeceği- Borçlunun mutlaka aynı semtte veya aynı büyüklükte bir evde oturmasının gerekmediği-
Temyizen incelenmesi istenen kararın, 'meskeniyet şikayetinin süreden reddine' ilişkin olması halinde, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmadığı-
Borçlunun İİK. m. 82/4'ten yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerektiği-
Haczedilmezlik şikayetinin kural olarak İİK.'nin 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabi olduğu; bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı- Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise sürenin tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı-
Meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerektiğinden, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdüremeyeceği-
Şikayet tarihinden önce haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığının kabulü gerekeceği- Bununla birlikte, şikayet tarihi itibariyle satış isteme sürelerinin henüz dolmadığı hallerde, şikayetin incelenmesi sırasında 'haczin ayakta olup olmadığı'nın mahkemece değerlendirilmesi ve haczin düştüğünün tespiti halinde, şikayetin konusuz kaldığının kabulü gerekeceğinden, 'şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına' hükmedilmesi gerekeceği- Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesinin zorunlu olmadığı; İİK.’nin 106 ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce 'haciz kararının verilme tarihi'nin esas alınması gerekeceği-