Belediye’nin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için, haczedilen malların fiilen kamu hizmetinde kullanılıyor olması gerekeceği- Kaydına haciz konulan taşınmazın başında mahkemece bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak, haczedilen taşınmazın fiili kullanım durumunun belirlenerek, ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği; bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığının adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirleneceği; buradaki “aile” teriminin geniş anlamda kullanılmış olduğu “borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşan kişiler” i kapsadığı-
İİK. nun 96 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan istihkak iddiasına ilişkin hükümlerin “taşınır mallar” için uygulanacağı, “taşınmaz” üzerine konulan haczin kaldırılması için icra mahkemesine yapılacak başvurunun “şikayet” niteliğinde olduğu ve “istihkak davası” na konu olamayacağı –Takip borçlusunun borcundan dolayı tapu sicilinde 3. kişi adına kayıtlı bulunan bir taşınmazın haczedilmesi halinde 3. kişinin süresiz şikayet yolu ile icra mahkemesinden, bu haczin kaldırılmasını isteyebileceği-
6183 sayılı Kanun uyarınca yapılan takip sonucunda vergi dairesince konulan hacizlerin kaldırılması istemini içeren şikâyetin, icra mahkemesinde değil, vergi mahkemesinde inceleneceği-
“Belediyelerin vergi ve resimleri ile kamuya tahsis edilmiş ve akar olmayan taşınır/taşınmaz malları, harç gelirleri ve kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları” (5393 sayılı K. 15/son) ile “belediye gelirleri kanunu ve diğer kanunlarla belediyelere kamu hizmeti ifa etmeleri için verilmekte olan payların, vergi ve resim hükmünde olup, bu paylarında 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsili gereken borçlar dışında” haczedilemeyecekleri-
Köyün orta mallarının devlet malı gibi korunacağı, yani köye ait taşınır ve taşınmaz tüm malların haczinin mümkün olmadığı, ancak, köyün mal varlığından kaynaklanan “akar” niteliğindeki özel gelirlerin haczedilebileceği-
İİK’nun 82/I-12. maddesi gereğince borçlunun haczedilemeyecek olan evinin “haline münasip olup olmadığı”nın belirlenmesi için, evin, borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerekeceği, buradaki “aile” teriminin geniş anlamda olup “borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan bakmakla yükümlü oldukları kişileri” kapsadığı- Borçlunun bulunduğu yerin daha mütevazi semtinde, ihtiyacı olan haline uygun bir evin değerinin bilirkişiden rapor alınarak saptanıp, haczedilen evin değerinin bu miktardan fazla olması halinde, evin satılmasına karar verilip, satış bedelinden kendisine mesken alması için gerekli miktarın borçluya bırakılıp, kalan tutarın alacaklıya ödenmesi gerekeceği-