Mahkemece İcra Müdürlüğü'ne 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda 15.maddenin son fıkrasına eklenen hüküm gereğince işlem yapılması yönünde talimat vermekle yetinilmesi gerektiği-
Şikayete konu taşınmazın 140 m2 kullanım alanına sahip, 1 salon, 3 oda, tuvalet, balkon, banyo ve mutfaktan oluştuğu anlaşıldığından ve borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu makul ölçüleri geçen meskende ikamet etmesi zorunlu olmayıp, sosyal ve ekonomik durumuna uygun daha mütevazi bir meskeni alabileceği değerin belirlenmesi gerektiğinden, mahkemece öncelikle borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nüfus kayıtları; bu kişilerin borçlu ile birlikte yaşayıp yaşamadıkları, geçimlerini nasıl temin ettikleri ve sosyo-ekonomik durumlarının tespitine yönelik zabıta araştırması sonucu da nazara alınmak suretiyle konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif yapılarak İİK. mad. 82/I-12/3 göz önüne alınarak borçlunun haline uygun alabileceği mesken değerinin ve hacze konu taşınmazın değerinin net olarak belirlenmesi gerekeceği-
5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin dar yorumlanması gerektiği, maddede açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliğinin ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmesinin gerekeceği, bu konuda ispat yükünün ise borçluya düştüğü, bir diğer anlatımla, haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediyenin ispatlamasının gerekeceği, aksi halde şikayetin reddinin gerekeceği-
Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engelleyeceği ancak haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabileceğinden, mahkemece, lehine ipotek şerhi olan bankadan ipoteğin mahiyeti, konulma nedeni sorularak zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek, ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil edip etmeyeceğinin belirlenmesi, engel teşkil etmeyeceğinin anlaşılması halinde ise, bilirkişilerce tespit edilen borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, karar verilmesi gerekeceği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; borçlunun, bulunduğu mahalde alabileceği haline münasip evin değeri tespit edilmediği gibi, meskeniyet şikayetine konu evin değeri tespit edilirken 3 katlı binanın toplam değerinin 1/2'sinin nazara alınması gerektiği halde yalnızca davacının kullandığı 2. katın değerinin nazara alındığı görülmekte olup raporun bu haliyle meskeniyet şikayetine dair hüküm kurmaya elverişli olmadığı-
Kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle emekli maaşına bloke konulamayacağı, İİK. 83/a uyarınca haczi caiz olmayan mallar ve haklar ile kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından aynı Yasa'nın 82-83 maddesinde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların geçerli olmadığı, bu durumda, davalı banka nezdinde vadesiz mevduat hesabının bulunan davacının maaş ve ek ders ücretlerinin yatırıldığı, davacının maaşının, başka bir borç nedeniyle, ¼'ü ile ek ders ücretlerinin tamamının hacizli olduğu, davalı banka tarafından davacının hesabına bilgisi ve talebi olmaksızın müdahale edilmesinin usul ve yasalara uygun olmadığı, sözleşmede yer alan böyle bir hükmün haksız şart sayılacağı, davalı bankanın herhangi bir icra takibi yapmadan maaşın tamamını borca mahsup etmesinin hukuka aykırı olduğu şeklindeki yerel mahkeme kararının isabetli olduğu-
Meskeniyet şikayetine konu taşınmaza başka bir icra dosyasında da haciz konulması ve ödeme taahhüdünde bulunulmuş olmasının haczin öğrenildiği anlamına gelmeyeceği-
Alacaklı tarafın şikayet konusu taşınmaza ilişkin haciz istemi, tapuya işlenmiş olup, hacze ilişkin olarak borçluya tebliğ edilmiş 103 davetiyesi bulunmadığı gibi, borçlunun, icra dosyasında haczi öğrendiğini gösteren bir işlem de yapmadığı da anlaşıldığından, borçlunun haczi öğrendiği yönünde bir beyanını içermeyen ödeme taahhüdü ile hacizden haberdar olduğunun kabulü edilemeyeceği-
Şikayetçiler vekilinin feragatinin, meskeniyet şikayet hakkından değil, açılmış olan meskeniyet şikayetine ilişkin olması ve ayrıca önceki meskeniyet şikayetinden feragatin HMK. 311/1 (HUMK. 95/1.) uyarınca feragat edildiği tarih itibariyle sonuç doğuracağından, feragatten sonra açılan söz konusu meskeniyet şikayetinin mükerrer bir şikayet niteliğinde olmadığı, şikayetçi borçlu mirasçılarına icra takibinin yöneltilmediği aşamada meskeniyet şikayetinde bulunmaları ve sonrasında bu şikayetten vazgeçmelerinin henüz doğmamış meskeniyet şikayeti hakkında feragat anlamına geleceğinden feragatin hukuki bir sonuç doğurmayacağı-